Sayfalar

8 Eylül 2014 Pazartesi

24'üme Sevgilerimle; BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM!

8 Eylül 1991; namı değer doğum günü tarihim.Tastamam 23 sene sonra; 24'ümün kapısında durduğum gün bugün; bugün benim doğum günümmmm!!!!

Dün ailecek Çiçekliköy'e pikniğe gittik.Severim oraları.Havası temiz, doğası güzel, insanı nezih; "bundan iyisi şamda kayısı" hesabı.Bir güzel mangalımızı yaktık, pikniğimizi yaptık derken babamın aldığı doğum günü pastamı piknik masasında üflemek nasip oldu bu sene:) Gerçi geçen sene de arabanın tepesinde üflemiştim..Gece kuzenimin düğününden dönerken; annem babam ve sevgili nişanlım esas adamla birlikte saat 12'yi vurduğunda yoldan pasta alıp arabanın tepesinde kesip yedik:) Anlayacağınız doğum günü pastalarımı üfleyiş tarzım bile ayrı bir kendime has, ayrı bir orjinal..

Yine de geçen seneye nazaran farklı oldu bu doğum günüm.Esas adamın askerliğine, bir de dedemin artık aramızda olmayışı eklenince buruk geçiyor ister istemez.Bu dedemin artık bir daha asla yanımda olamayacağı ilk özel günümken; esas adamın yanımda olmadığı ilk ve son özel günüm..Bugün; biraz komplike bir gün anlayacağınız, e ne de olsa bugün "benim" doğum günüm.

Hatırlanmayı bekliyorum yalan değil, kim doğum gününde unutulmaktan zevk alır ki?Zaten hayatımda olan iki elin parmağını geçmeyecek kadar az insan var; e bir de onlar hatırlamazsa kızarım demi ama! Ailem,esas adam,Müş annem,Sevgi..An itibariyle sırasını savanlardan:) Geriye kalanların da unutması durumunda; vay hallerine...

Esas adam bana uzun zamandır istediğim ayakkabıları aldı :) Daha doğrusu doğuda asker olduğu için aldığı; üç kuruş askercik maaşından bana ayakkabı parası gönderdi. İşte bunlar benim 24.yaş pabuçlarım :)

Sevgili babam ne istediğimi sorar doğum günlerimde:) Bu zamana kadar; telefon,tablet,mp3 çalar vs. isterdim.Ta ki çeyiz hazırlıklarıma start veresiye kadar..Böylelikle 24.yaşımda tercihimi "küçük ev aletleri"nden yana kullanmış oldum.Belki ütü olabilir diye düşünüyorum ama önce ne nedir, neyin nesidir bir araştırmamı yapıp hangisini alacağıma karar vereyim de:)

Hiçbir programım yok.Herhalde cipsimi kolamı alır, laptopu TV'ye bağlar, internetten aptal saptal filmler izlerim.Belki de nişan videomu yüzbirmilyonuncu kere izlerim; bilemedim.Karar veremem şuan..

Gelelim 25.inci doğum günümeee..Ne çabuk geldik deme, tahmin yürütücem:) Muhtemelen bir sonraki doğum günümde; planlarımızca, evlenmiş olucam."Al işte hayattan bir şey daha üttüm." derim o zaman:) Belki balayında olurum bu zamanlar; işte o zaman da size yazmakla falan uğraşamam:)

Neyse ki; bugün boşum, yalnızım.Yazar da yazarım yani.Yazdım da...

Neyse ki; bugün benim doğum günüm!

4 Eylül 2014 Perşembe

SİLKELENDİM HÜZÜNLERİMDEN!

Ne yalan söyleyeyim; bu kadar zor olacağını düşünmemiştim dedemin yokluğunun."Alışkanlık" denilen şey bir garip; ağır, zor zanaat...Ölüp giden dedemin ardından kalan koca bir boşluk.Nitekim bu süreçte kendimi ertelemeye devam ettim; Ağustos benim için çok kötü geçti.Koca bir ay kendi kendi kendine yitip gitti ömürlerden, hüzünle; sevinçten eser olmadan.

Çeyizime aldıklarımın taksitlerini ödeyeyim, esas adamın askerden dönüşünü bekleyeyim, dedemin kaybına üzüleyim derken geçiyor günler.Sık sık kendimi erteliyorum anlayacağınız.Hala otobüs beklemeye sinir oluyorum, hala nişanlımı özlüyorum, arkadaşlarımla kahve içerken sohbet ediyorum, Şegi'yi çişe çıkartıyorum..Değişen bir şey yok zira; "dedemin ölümünden arta kalan"; yine "monoton hayatım" vesselam.

Har vurup harman savurduğum günler geride kaldı.Son bir ayı kötü geçirmedim desem yalanın daniskası.Şimdi ben; silkelendim hüzünlerimden...

Sizleri elimden geldiğince takip etmeye çalıştım; yine de yeterli mi, elbette değil.Sanırım diğer ertelediklerim gibi bu açığı da kapatmanın zamanı geldi...Ha tabi  bir yandan da ağzımda çok laf birikti; tek bir post'a sığdırmaya çalışmak anlamsız.

Sonuç itibariyle; SİLKELENDİM HÜZÜNLERİMDEN!