30 Eylül 2020 Çarşamba

Oğluma notlar; annen dinozorlardan korkmaz


Depremden, selden, tsunamiden ve dinozorlardan korkmaz annen. En büyük korkusu; sana birşey olmasın'dır.
Hala nefesini dinlerim geceleri. Bir de elimi karnına koyar; sen nefes alıp verdikçe elimin iniş çıkışından garip bir mutluluk duyarım. 

Bil istedim çocuk.

29 Eylül 2020 Salı

Sonbahar hüznü


Bilmem hiç farkettiniz mi; artık insanlar daha mutsuz. Hani şu sosyal medyada paylaşılan mutlu fotoğraflar var ya; o insanlar nerede, neden sokaklarda insanların yüzü gülmüyor? Sokaklara dikkatli bakın; insanlar omuzları düşük yürüyor, kimsenin hayattan fazla beklentisi kalmamış gibi. Ben farkediyorum.

Hergün öğle uykusundan önce Gökalp'i nenesine götürüyorum. Bizim evimizden 7 sokak ötede. 

Sonbahar iyiden iyiye kendini göstermiş, dökülen yapraklar kaldırım kenarlarında birikmiş, yol boyu ayaklarımızın altında çıtırdıyor. Sonbahar hüznü heryerde mi, yoksa sadece bizim mahalleye mi uğradı bilemiyorum.

27 Eylül 2020 Pazar

Anneme mektup


Elinde sigaran, önünde çay bardağın, mavi geceliğin ve yüzünde buruk bir gülümsemeyle söylemeye devam ediyorsun değil mi? Ben ölünce beni bu şarkıyla hatırlayın diye tembihlemiştin. Gittiğin yerde de; bu şarkı her aklına geldiğinde yaptığın gibi kendi kendine mırıldanıyor olmalısın.


"Şarkılar seni söyler, dillerde nağme adın. Aşk gibi, sevda gibi huysuz ve tatlı kadın."

Sen gittikten sonra hiçbirşey eskisi gibi olmadı. Anneannem eskiye nazaran çok daha unutur, babam da olur olmaz şeylere sinirlenir oldu. 5 ay birlikte yaşadık. Bu süre hepimiz için bir geçiş dönemi oldu.

Artık o çok sevdiğin evde oturmuyorlar. 12 sene boyunca oturduğumuz evin; bizi yaz kış her sokağa çıkışımızda uğurladığın, oturup eve dönüşümüzü beklediğin, geldiğimizde sevinçle el salladığın balkonunda şimdi kiralık yazıyor. Balkondaki çiçeğini ben aldım, bir kısmını mezarına dikti babam, bir açmış bir güzel olmuş ki sorma. Görsen çok sevinirdin.

25 Eylül 2020 Cuma

Bebeklerde dil gelişimi; neden hala konuşmuyor

 

Gökalp 22 aylık olmak üzere ve konuşmasına çok az kaldı. Aslında belli başlı kelimeleri uzun bir süredir söylüyordu ama bu sıralar cümle halinde kendince dil geliştirdi. Uzun uzun mırıldanarak birşeyler anlatıyor.

Dil gelişim aşamalarında içinde bulunduğumuz bu dönem uzmanlarca telegrafik konuşma dönemi (18-24ay) olarak nitelendiriliyor. 

40 günlük sağına soluna dönmeye başlamış, 5 buçuk aylık desteksiz oturabilmiş, 9 aylık yürümüş olan oğlumun çok hareketli, kuvvetli, tuttuğunu koparan bir bebek olduğunun farkındayım. Sadece ne zaman konuşacağı hakkında biraz endişeliyim. Sanki tüm kelimeler dilinin ucunda da; bir anda hepsi birden dökülecek. Bekliyorum.

20 Eylül 2020 Pazar

Bebek bakım kremi önerisi; Sudocrem



Gökalp doğduğu günden bu yana severek kullandığım ürünlerden biri de Sudocrem. Gece gündüz farketmeksizin her bezinden
önce bu kremi mutlaka kullandım. Ayrıca her akşam uyku rutinimizin bir parçası olarak; banyo sonrası boynuna, ensesine, koltuk altına yine pişik önleme ve bakım kremi olarak kullandım. Sonuç olarak Gökalp hiçbir zaman pişikle tanışmadı.

Bunun yanında; ortalama ayda birer kere gündüz bezine denk gelecek şekilde bebek pudrası ve bepanthol baby de kullandım ama eminim ki kullanmasam da Sudocrem tek başına yeterli gelecekti.

19 Eylül 2020 Cumartesi

Yalnız anne olmak; babasız çocuk büyütmek


Anne olmak; bütün yönleriyle yeterince zorlu ve meşakkatli bir serüvenken, tahmin edersiniz ki yalnız ebeveyn olmak da en az bir o kadar zor. Benim yalnız annelik maceram Gökalp henüz 2 buçuk aylıkken babasının yurtdışında çalışmaya gitmesiyle başladı. 6 ay sonra geldiği 10 günlük izni dışında; ben 13 ay boyunca oğlumu yalnız büyüttüm.

Gökalp Kütahya'da doğdu. Saha mimarı olan eşimin mesleği sebebiyle; şantiye neredeyse biz oradaydık. Önce Konya'ya gelin gittim, oradan Kütahya'ya taşındım. Sonrası işsizlik. Lohusayken eşim işten çıkartıldı. Çaresiz kaldık derken bir yurtdışı kapısı açıldı. Ben 2 buçuk aylık bebeğimle memleketime, ailemin yakınına, İzmir'e taşındım. Çok zaman sonra anladım ki; memleket "sevdiklerimizle birlikte olduğunuz" yermiş. Birlikte olamadıktan sonra, bebeğimi tek başıma ve babasız büyüttükten sonra aslında gurbet denilen şeyin kalbimizde bir boşluk olduğunu anladım. Meğer ben hiç gurbete gelin gitmemişim de insanın kendi memleketi gurbeti olabilirmiş. 

Blogger anneler fenomen çocuklar; anne bloggerlar teşhirci mi? Neden kendime anne blogger diyorum?

Bir evin bir kızıyım. Annem ben henüz 1 yaşındayken geçirdiği yüz felci sonrasında hastalanıyor ve ömrünün sonuna kadar yardıma ihtiyaç duya...