Sayfalar

19 Eylül 2020 Cumartesi

Yalnız anne olmak; babasız çocuk büyütmek


Anne olmak; bütün yönleriyle yeterince zorlu ve meşakkatli bir serüvenken, tahmin edersiniz ki yalnız ebeveyn olmak da en az bir o kadar zor. Benim yalnız annelik maceram Gökalp henüz 2 buçuk aylıkken babasının yurtdışında çalışmaya gitmesiyle başladı. 6 ay sonra geldiği 10 günlük izni dışında; ben 13 ay boyunca oğlumu yalnız büyüttüm.

Gökalp Kütahya'da doğdu. Saha mimarı olan eşimin mesleği sebebiyle; şantiye neredeyse biz oradaydık. Önce Konya'ya gelin gittim, oradan Kütahya'ya taşındım. Sonrası işsizlik. Lohusayken eşim işten çıkartıldı. Çaresiz kaldık derken bir yurtdışı kapısı açıldı. Ben 2 buçuk aylık bebeğimle memleketime, ailemin yakınına, İzmir'e taşındım. Çok zaman sonra anladım ki; memleket "sevdiklerimizle birlikte olduğunuz" yermiş. Birlikte olamadıktan sonra, bebeğimi tek başıma ve babasız büyüttükten sonra aslında gurbet denilen şeyin kalbimizde bir boşluk olduğunu anladım. Meğer ben hiç gurbete gelin gitmemişim de insanın kendi memleketi gurbeti olabilirmiş. 

Tek başıma koca bir hayatın sorumluluğunu üstlendim. 2 buçuk aylık oğlumu koynuma sarıp Kütahya'dan İzmir'e Şubat soğuğunda ev taşıdım. Her ev hanımının tekelinde olan; yemek, çamaşır, bulaşık, temizlik, dikiş gibi gündelik işlerin yanı sıra ev kirası, faturalar, alışveriş, hastane ve banka işleriyle de ilgilendim. Bunların hepsi olurken; geçen 13 ay boyunca; Gökalp'in kolik sancıları, kabızlık, el ayak hastalığı, diş çıkarma huzursuzlukları, sünneti, büyüme atakları ile yorucu günler ve uykusuz geceler geçirdim. Bir keresinde 5 - 6 gün boyunca; toplam 12 saat uyuduğumu hatırlıyorum.

Tüm bunların sonunda dönüp baktığımda hayattaki en büyük başarım, gururum, "ben harikalar yarattım" dediğim eserim Gökalp gibi bir bebek büyütmek. O önce Allah'ın değerli emaneti, sonra benim üzerine titrediğim, ilmek ilmek işlediğim canımın içi. Öyle canımın içi ki; o güldüğünde canımdan birşey kopup ona doğru koşuyor sanki...

Yalnız ebeveyn olmak, çok zor. Hem herşeyiyle bir hayatı yönetmek, hem de tek başına bir bebek büyütmek.

Biz oğlumla dört duvar evimizi; sıcacık bir yuva yapmayı başardık. Çok da mutlu olduk. Tek derdim; akşamları o uyuduğunda evin derin bir sessizliğe gömülmesi ve yapayalnız kalmaktı. Oysa sabahları uyandığında; evimin tüm odalarına güneş doğuyor, kalbim sıcacık oluyordu. Bu yüzdendir ki ben güneşin doğuşunu da batışını da en güzel oğlumda izledim.

Sebebi her ne olursa olsun yalnız bir anneseniz; diğer annelerden çok daha fazla yorulacak ve yıpranacaksınız. Geceleri biriken işlerle ilgilendikten sonra bir bardak çay demleyip içme fırsatınız olursa; o gün kendinizi şanslı sayacaksınız. Ancak o uyuduktan sonra geceleri banyo yapabileceksiniz. Her an uyanma ihtimaline karşı büyük bir kovaya su doldurup, "uyanırsa hemen başımdan aşağıya döker çıkarım" hesabını yapmayı öğreneceksiniz. Kucağınızda o varken; yemek hazırlamak, yemek yemek, tuvalete girmek, su içmek, giyinmek gibi ertelenemez temel ihtiyaçlarınızı karşılama becerisini kazanacaksınız. Hiçbir zaman "iki dakika bakıver de şu işimi halledeyim" diyebileceğiniz biri olmadığını bildiğiniz için; bir yandan da her işinizi yapabilmeyi öğreneceksiniz. Bel, sırt, boyun, el, kol ağrıları o günlerinizden miras kalacak.

Eğer benim gibi bir sebeple eşinizden ayrı kaldıysanız o zaman bir de özlem vuracak. Gün içinde babasıyla birçok görüntülü arama yapılacak, fotoğraf ve videolar gönderilecek. Bunlar olurken; Gökalp büyüyecek, emekleyecek, yürüyecek, baba diyecek. Baba Gökalp'i göremeyecek, dokunamayacak, koklayamayacak. Doğum günleri, bayramlar, babalar günü, yılbaşı, yıldönümleri her özel gün bir eksikle; babasız geçecek. Anne üzülecek...

Anne yorulacak, tükenecek ama her zaman yüzü gülecek, mutlu olacak ki mutlu bir çocuk yetiştirebilsin. O gülümsemenin daimi olması için insanın içinde çok büyük bir güç olması gerekiyor. Ben o gücün "annelik gücü" olduğunu ve sadece anne olanlara bağışlanmış olduğunu düşünüyorum.

Annelik gücünü aramanız gereken yer; bebeğinizin tek bir gülümsemesi. O gülümsemeyi her gördüğünüzde; onun için herşeyi yapmaya muktedir olduğunuzu bir kez daha hatırlayacaksınız.

8 yorum:

  1. ayyyy kıyamam ya amaaa :)

    YanıtlaSil
  2. işallah işe de girersin uygun zamandaaa :)

    YanıtlaSil
  3. Bir şey söylemek istiyorum.Yazıyı kurgulama şeklin, devam ettirişin, arada tokat gibi vuran keskin özlü cümlelerin çok hoşuma gitti.Ne yaşadıysan içimde hissettim. Helal olsun sana biricik anne. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili dada, cok tesekkur ederim. Bir kere arşive doğru gidip bu yayinimi okumus olman beni ayrıca çok mutlu etti. Bir de tabi nazik yorumununuz.. Hayat herseye rağmen devam ediyor, biz de mutlu olmaya çabalıyoruz ( kendi çapımızda:) cok sevgilerimle...

      Sil
  4. Hayatla mücadelen çok takdire şayan. Allah hep yardımcın olsun kızım.

    YanıtlaSil
  5. Kızım 10aylık ve babasız bebek büyütmekle ilgili birşeyler ararken yazınızı gördüm...2,5 aylıkken baba yurtdışına çalışmaya gitti 2 ayda bir 15 günlüğüne geldi...bende İzmir’den Antalya’ya gelin gelmiştim ve burda bir anda yapayalnız kaldım.Annem yalnız kalmayalım diye yanımıza geldi ve hastalandı.Malesef ileri evre kanser olduğunu öğrendik ve hastane maceraları da bu sürece eklendi...8 aydır tek başıma hem anne hem baba hem hemşire oldum.Kış boyu ödüm koptu hasta olurum da onlara bakamam diye...ne kadar güçlü olduğumu anladım ama hala işin içinden çıkabilmiş değilim...Hastalık başta tedaviye cevap verirken son anda herşey tepetaklak oldu ve şuan annemin 1 sene içinde öleceğini biliyorum.Eşim 15 günlüğüne eve geldi ve bu ortamda onla da çok başka hayatlara gittiğimizi anlıyorum.Anlıyorum dese bile anlamıyor üzüntümü...Parkta,yolda babasıyla bebek gördüğümde içim yanıyor.nasıl geçti zaman 3 sene olmuş siz yazalı...bebeğiniz anlıyor mu eksikliğini çekti mi babasızlığın? Tecrübelerinizi duymak isterdim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bigudilianne@gmail.com lütfen bana bir mail atın, oradan konuşalım. Sevgiler

      Sil