Sayfalar

27 Mayıs 2020 Çarşamba

Çocuk yap baskısı


Mezun olmuş, çalışma hayatına adım atmış her kadına; önce evlilik sonra da çocuk sahibi olma konusunda toplum baskısı dayatılıyor.

Eğer bunlar gerçekleşmişse, kadın kendini "İkinci çocuğu ne zaman yapmalıyım?" sorusunu sorarken buluyor. Çünkü aynı toplum, bu sefer ikinci çocuk kararını merak ediyor. 

Daha ilginci, cinsel ilişkinin tabu olduğu toplumumuzda, evli çiftlerin çocuk sahibi olma konusundaki kararlarının, olur olmadık kişilerce sorgulanıyor olması.

Çocuk yap baskısı; evlen artık baskısı ile ne zaman kardeş yapıyorsunuz baskısının arasında yer alır. Diğerlerinden daha can sıkıcıdır. Şimdilik düşünmüyorum cevabını kabul etmez. Çocuk evin neşesi, bak falanca da yeni doğurdu, yaşın geçiyor, ilerde kafan kaldırmaz ile devam eder. İnsanlar içten içe  çocuğunuzun olmadığını düşünürler, siz de öyle düşündüklerini bilirsiniz ama kimse bunu dile getirmez, bu yazısız bir kuraldır.

Halbuki bir kadının çocuk sahibi olmamak için birçok sebebi olabilir. Anne olmak istememesi, kendini anneliğe hazır hissetmemesi, evliliğin oturma sürecini beklemek istemesi, hayatta hedef belirlediği başka önceliklerinin olması gibi...

Bunun bir de anne olmak isteyip de, şimdilik düşünmüyorum diyen yüzü var. Kısırlık, sağlık problemleri, kayıp gebelikler gibi sorunlarla mücadele edip içinde fırtınalar kopan kadınlar bunlar. Sırf mahremini açmak istemeyen ve açmak zorunda da olmayan, yara almış kadınlar...

Ben bu kadınlardan birini tanıdım. Kendi de kocası da kariyer sahibi. Çocukları olmuyor. Tüp bebek tedavisi için sperm alınacağı gün kadın hastanede beklerken, adam gelmekten bir anda vazgeçiyor. Meğer adamın başka bir kadınla ilişkisi varmış, kadın hem daha genç, hem daha güzel. Getiriyor eve. Senin güçlü karakterini, aklını seviyorum; onun da naifliğini diyor...
Kuma hayatı böyle başlıyor, eş dost akraba herkesten gizli bir şekilde. Adamın kumadan bir çocuğu oluyor. O çocuk iki anne ile birlikte büyüyor. Anne olamamak acısını yaşayan bu kadın, anne oluyor... Çocuk biraz büyüyünce boşanmış, başka bir şehre taşınıp kendine bir hayat kurmuş, hala annelik görevlerini yapıyor. Bayramlarda, tatillerde, doğum gününde, okulun ilk gününde, hiçbir özel günü atlamadan kilometrelerce yol katedip, maddi manevi annelik ediyor.

Bilerek veya bilmeyerek çocuk yap baskısını en çok da kadın kadına yapıyor. Herkesin hayatı kendine, bırakın insanlar istedikleri gibi şekillendirsinler. 

Zaten birçok kadın, birçok şeyden yaralı...

1 yorum:

  1. O mahallenin baskısı hiç bitmez. İnsanlara zor zamanlarında destek olmak bir yana sürekli eleştirip kulp takan bu mahalle sadece baskı yapar. O yüzden takmamak lazım o mahalleyi. Kolay mı? Hiç değil. Gerekirse o mahalleyi terk etmek gerek.

    YanıtlaSil