27 Eylül 2020 Pazar

Anneme mektup


Elinde sigaran, önünde çay bardağın, mavi geceliğin ve yüzünde buruk bir gülümsemeyle söylemeye devam ediyorsun değil mi? Ben ölünce beni bu şarkıyla hatırlayın diye tembihlemiştin. Gittiğin yerde de; bu şarkı her aklına geldiğinde yaptığın gibi kendi kendine mırıldanıyor olmalısın.


"Şarkılar seni söyler, dillerde nağme adın. Aşk gibi, sevda gibi huysuz ve tatlı kadın."

Sen gittikten sonra hiçbirşey eskisi gibi olmadı. Anneannem eskiye nazaran çok daha unutur, babam da olur olmaz şeylere sinirlenir oldu. 5 ay birlikte yaşadık. Bu süre hepimiz için bir geçiş dönemi oldu.

Artık o çok sevdiğin evde oturmuyorlar. 12 sene boyunca oturduğumuz evin; bizi yaz kış her sokağa çıkışımızda uğurladığın, oturup eve dönüşümüzü beklediğin, geldiğimizde sevinçle el salladığın balkonunda şimdi kiralık yazıyor. Balkondaki çiçeğini ben aldım, bir kısmını mezarına dikti babam, bir açmış bir güzel olmuş ki sorma. Görsen çok sevinirdin.
Ölümünü kabullenmek çok zordu. Nasıl olduğunu hiçbirimiz anlayamadık. Sofraya otururken; biz ne kadar mutlu bir aileyiz deyişin kulağımda hala. Yediğin lokmayı suyla yutmaya çalışırken biranda öksürünce; lokma soluk boruna kaçtı. Nasıl yaptın bunu? Neden yaptın?

Sonradan araştırdım, senin gibi psikolojik tedavi gören yada alzheimer, parkinson, multiple skleroz, serebral palsi, demans gibi ilerleyici nörolojik hastalıklarda disfaji denilen yutma bozukluğu yaygın oluyormuş. Ölüm raporunda 112 geldiğinde kardiyak arrest olduğun yazıyor. Yani ömrün boyunca kimseye bir kötülük düşünmemiş, herkesi sevgiyle kucaklayan o güzel kalbin durmuş.

Oysa hepimiz doğru müdahalede bulunmuştuk. Heimlich manevrası, suni teneffüs, kalp masajı hepsini doğru uygulamıştık. Neden durdu güzel kalbin?

Serhat ambulansı karşılamak için apartmanın önüne indiğinde, pencerelerden "Serhat ölüyor çabuk!" diye bağırıyordum. Sonra sana döndüm, ölümü gördüm. Ölümü görüyor insan anne. Gözlerin içindeki vedayı görüyor. Ben senin gözündeki vedayı gördüm de; anne hakkını helal et diyebildim...

5 Nisan 2020 akşamı; annen, kocan, kızın, damadın, torununla oturduğun mutlu soframızdan kalkıp da nasıl mezara gidebildin sen? Sen gittiğin gece; anneannemle babamı hemen bize getirdim.

Ertesi gün defnedildin. O dönemde corona yüzünden cenaze toplanmalarına izin verilmiyormuş. Cenaze namazı da camide değil, mezarlıkta kılınıyormuş. Hem yasak hem de anneannemin yüreği dayanmaz diye biz evde kaldık. Serhat'a çok tembih ettim, mutlaka söyle cenaze aracı evin önünden geçsin de oradan helalleşelim diye. O bile nasip olmadı, yasakmış. Gökalp kucağımdayken sela sesi duydum, camı açtım anneannemi çağırdım. Selayı dinledik. Adın soyadın söylendi. Bir devir kapandı, bu dünyadan bir melek geçti...

Camı kapattık, hıçkıra hıçkıra ağladık...

Corona sebebiyle kimse taziyeye gelemedi. Yapayalnız kaldık öyle. İnsan olmayınca mevlidini bile okutamadık. Sen böyle haketmemiştin anne, cenazen bu kadar gariban olmamalıydı. Pandemi bitsin, insanlar gelip gider olsunlar sana en güzel mevlidi okutucam, söz. Ama sevineceğin bir haberim de var. Yasaklar hafifleyince; babam senin doğum gününde lokma döktürdü. Bir de çok sevdiğin muzlu sütlerden dağıttı çoluk çocuğa. Bunların hepsini görüyorsun değil mi?

Sen gittiğinde Gökalp 16 aylıktı , şimdi 22 aylık. Nasıl büyüdü, nasıl yakışıklı, nasıl akıllı görüyorsun değil mi oralardan? Hani şu caddenin karşısındaki çocuk parkı var ya. Akşamları babasıyla oraya götürüyoruz. Orda futbol maçı yapan abilerinin arasına karışıyor, illa o da vuruyor topa. Büyük topçu olacak belki ha, ne dersin.

Babam ile anneannem Eylül başı bana yakın bir ev tutup taşındılar. Her akşam yemeğe onlara gidiyoruz. Bazen ben yapıp götürüyorum, bazen babam, bazen de anneannem yapiyor. El birliğiyle yaşayıp gidiyoruz işte. Serhat iş bulamadı hala, geçen yıl biriktirdiğimizi harcıyoruz. Ne zamana kadar idare eder bilmem, ama şimdi söyledim diye de sen oralardan dert etme. Köpeğin Şegi iyi hiç merak etme, yaz ortası kenelendi ama ilaç tasma falan derken hallettik. O da, anneannem de çok yaşlandılar anne. Ama sen hemen yanına alma olur mu? Biraz daha dursunlar burda.

Bana gelince; ben senin öldüğün gece eve döndüm. Çamaşırları topladım, bulaşık makinesini yerleştirdim. Sonrası boşluk, çok da iyi hatırlamıyorum ilk zamanları. Ama ayaklarımın üzerinde durdum. Anne olunca öyle oluyormuş.

Bana hep anne olunca anlarsın diyordun ya, bir de annem ölünce anlarmışım...

Seni çok seviyorum, biliyorsun değil mi?

Arada yine yazarım anne. Hoş, nasılsa birgün buluşacağız... 

24 yorum:

  1. Uff Allah rahmet eylesin. Annelerin ölmesi insanın o kadar konduramadığı bir şey ki; başta acaba sadece kısa bir hikaye, deneme vs olabilir mi diye ümit ettim. Ama okudukça gözyaşlarımı tutamadım. Çok üzgünüm sizin için gerçekten :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tesekkur ederim. Hem de cok. Bunlari yazmak zor benim icin; ama yaşamak cok daha zordu. Geldigim noktada mutlu olmak için tirmalamaya devam ediyorum sadece. Guzel kalbinize sevgilerimle

      Sil
  2. çok duygulandım..Allah rahmet eylesin...

    YanıtlaSil
  3. blogunuza geleyim dedim ama bu yazıyla karşılaştım ve
    çokca ağladım ..
    Allah rahmet eylesin...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne bir nefes eksik, ne bir nefes fazla derdi hep annem. Herşeyiyle çok acı bir şekilde aramızdan ayrıldı,sizler sagolun. Ayrica zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim

      Sil
  4. başın saolsun, benim de gözlerimden yaş geldi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tesekkur ederim canım. Yeni yeni toparlaniyorum, yeni yeni yazabiliyorum. Sen sagol.

      Sil
  5. ağladım, Allah rahmet eylesin toprağı bol mekanı cennet olsun annenin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gönül isterdi ki daha güzel günlerimiz olsun. Gercekten hayat bazen çok acımasız. İyi dileklerin için teşekkür ederim. Mutlulukla, huzurla kalın.

      Sil
  6. Hickira hickira agladim..Basiniz sag olsun,nur icinde yatsin...Sizi ordan askla ve gururla izliyordum eminim.Kocaman sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de öyle düşünerek daha iyi hissediyorum kendimi. Aferin kızım hem anneannene hem de babana sahip çıktın ve cok değerli bir evlat yetiştiriyorsun diyordur umarım. Tum çabam buydu çünkü. Okudugunuz için teşekkür ederim ve güzel kalbinize de... sevgiler.

      Sil
  7. Allah bol bol sabır versin...

    YanıtlaSil
  8. Başınız sağolsun, çok içten yazılmış,kalanlara allah sabırlar versin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok tesekkur ederim. Hatırlamaktan hoşlanmadığım hayatımın bu dönemini, elim gittiğince yazmak bana da iyi geldi. Sizler sagolun...

      Sil
  9. Başınız sağolsun işyerinde tesadüfen okudum ve ağladım. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. Hülya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hülya; cok tesekkur ediyorum.. Okuyup, iyi dileklerin için bir not bırakmış olman çok ince. Cok mutlu oldum. Sizler sagolun. Kucak dolusu sevgiler gönderiyorum💟

      Sil
  10. Öncelikle ışıklar içinde uyusun Anneciğiniz. Çok güzel bir yazı olmuş. Bir kaç paragrafta o kadar çok şey anlatmışsınız ki, insanın boğazının düğümlenmemesi elde değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okudugunuz ve değerli bulduğunuz için tesekkur ederim. Bunu gunlugume bir zaman önce yazıp, paylasma cesaretini bir süre sonra bulabilmistim. Ogluma biriktirdigim anılar, iyisi ve kötüsüyle. Yurekten sevgiler🎈

      Sil
  11. Ağlayabildim sadece. Nur içinde huzurla yatsın.

    YanıtlaSil

Blogger anneler fenomen çocuklar; anne bloggerlar teşhirci mi? Neden kendime anne blogger diyorum?

Bir evin bir kızıyım. Annem ben henüz 1 yaşındayken geçirdiği yüz felci sonrasında hastalanıyor ve ömrünün sonuna kadar yardıma ihtiyaç duya...