Annen yok, kimsen yok. Şimdi kavuştuğunuzu düşündüğüm için; yüzümde tatlı bir tebessüm var. Kocaman bir adamın "en nihayetinde bir insan yavrusunun"; 10 yaşında kaybettiği annesini bu şekilde sesi titreyerek ve ağlayarak anlatışını ömrümün sonuna dek unutmayacağım, hatta biraz daha aklımda tutmayı başarabilirsem ben de birgün annem ile kavuştuğumda ona "Doğan Cüceloğlu haklıymış." diyeceğim.
Çok uzun zamandır ama en çok da "anne" olduktan sonra sadakatle takip ettiğim; herşeyden önce "iyi insan" ve değerli bir hoca olan bu adamı; bir yabancının duyabileceği en yüksek sevgi ve saygı ile hatırlayacağım, dahası öğrendiklerim için ona her zaman minnettar olacağım.
Önce bu konuda birşey yazmak istemedim. Sonrasında farkettim ki; sırf üzüldüğüm için birşey paylaşmaktan kaçıyorsam bu beni nankör yapacaktı. Bu blogu yazmaktaki amacım neydi? Merhaba bana bakın; ben süper modern harika anne, herşeyin doğrusu bende demek mi yoksa öğrendiğim, hissettiğim ve tecrübe ettiğim şeyleri; en önemlisi sonsuz bir sevgiyle büyüttüğüm "oğlum" ve "içimdeki insanı" hayat bak bize biz buradaydık, yaşadık ve birbirimizi çok sevdik diye bir kenara not etmek mi? Öğrendiğim pek çok şey için borçlu olduğumu bildiğim Doğan Cüceloğlu aramızdan ayrılmış olsa da; işte tam da bu yüzden birçok ebeveyn ile birlikte minik kalplere de dokunmaya devam ediyor olacak, ah ne güzel bir miras... Herşey için teşekkürlerimle, huzur içinde uyu.
Ben de böyle yapabilecek miyim? Öldükten sonra da oğlumun kalbine böyle dokunabilecek miyim?
Ah ne kısa şu ömür denilen şey, insanoğlu bir varmış bir yokmuş...
Doğan Cüceloğlu anısına,
17 Şubat 2021 Çarşamba