31 Ekim 2020 Cumartesi

Deprem sonrası

Öyle birşey ki bu; anlatamam... En azından şimdilik.

Ama biliniz ki;

Kekik, deniz ve nergis kokusu vardır İzmir’in. Öyle ki beni gözlerimi kapatıp İzmir’e getirin, İzmir’de olduğumu anlarım. -Haluk Bilginer


27 Ekim 2020 Salı

Annelere biraz zaman verin


Birşey istesem, zaman isteyeceğim birilerinden. Malum; herşeyin iyisini ben biliyorum ya, siz zamanı verin ben yine halledeceğim.

Eşim yurtdışına çalışmaya gittiğinden beri oğlumla birlikte oturtmaya çalıştığımız yeni düzenimiz; önce Gökalp'in kulak ameliyatı, sonra da 2 yaş sendromunun gümbür gümbür geliyor olmasıyla sekteye uğradı. 

En nihayetinde ben; olabildiğince zaman fakiri oldum.

Biraz daha zaman lazım. Borç da olur. Fazlası olan söylesin, bir konuşalım.

21 Ekim 2020 Çarşamba

Annelik toz pembe değil

 

Hani o mükemmel, modern, süper, harika anneler var ya; aslında yoklar. Annelik öyle toz pembe değil. Birbirimizi kandırmayalım. Instagram'da gördüğümüz o manikürlü, fönlü, pirüpak anneler, neredeler mesela? Ben sokakta hiç göremiyorum da...

19 Ekim 2020 Pazartesi

Bebeğim ameliyat oldu

 

Ben iyi bir anne miyim diye kendimi sorgulamama neden olan bir kaza yaşamıştık, buradan okuyabilirsiniz. Kulak çubuğu kazasından sonra herşey normaldi. Acildeki doktor yarın polikliniğe götürün diyince; evimize ve normal hayatımıza döndük. Gökalp'in neşesi yerindeydi. Herşey yolundaydı. Ertesi sabah kulak burun boğaz polikliniğine gittik. Doktorun kulak zarında travmatik hasar var dediği andaki hislerimi tarif etmem mümkün değil. Kulak zarı tedavisinde ilk 48 saatte uygulandığında kulak zarının iyileşme şansını arttıran ve sürecini hızlandıran basit bir operasyon varmış. Kulak deliğinden mikrocerrahi ile yapılıyor.

16 Ekim 2020 Cuma

Ben iyi bir anne miyim

Suya olsa anlatacaktım. 

Gökalp'in uzun süredir kendini geriye atma huyu var. Bunu üzülünce, sevinince, aklına birşeyler gelince bir anda ve sert bir şekilde yapıyor. Birçok kez mutluluktan; burnuma tersten kafa atıp, gözümden yaş getirmişliği var.

14 Ekim 2020 Çarşamba

Birlikte uyumak; bebeğin odası ne zaman ayrılmalı

 


Gökalp doğduğu günden beri birlikte uyuyoruz. Oğlum 2 buçuk aylıkken; babası yurtdışına çalışmaya gittiğinde,  biz yine beraberdik. Serhat döndüğünde ise ortamızda yatıyordu. Şimdi tekrar 2 yıl boyunca babası yurtdışında olacak ve 2 yaşına az bir zaman kalan oğlumla; karşılıklı memnun olduğumuz sürece yatağımızı ayırmayı düşünmüyorum.

12 Ekim 2020 Pazartesi

Ölmeden önce yapılacak 3 şey

 

Ölümün olduğu bu dünyada hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında." der Franz Kafka. 

Gerçekten öyle mi, yoksa biz öldükten sonra yaşamaya devam edecek bir eser bırakmayı başarabilirsek; bir şekilde varlığımızı sürdürmüş olacak mıyız?

İyi bir evlat yetiştirmiş olmak mesela. Öldükten sonra bir şekilde; onun her doğru adımının bir parçası olmaya devam etmek gibi. 

Belki bir şiir yazmak, belki de bir şairin; Nazım'ın Piraye'si olmak. Ne için yaşıyorduk biz, ciddi ciddi biliyor muyuz?

11 Ekim 2020 Pazar

Oğluma notlar #2 nenenden mektup var


78 yaşında evlat acısıyla yaşamaya çalışan bir kadını hayata bağlayan en güzel şey sensin oğlum. Torununun çocuğunu gördüğü için hergün Allah'a şükür ediyor. Bir de rahmetli anneciğime dualar...

İki gün önce bu not defterini elime tutuşturdu. "Benim yakındır artık heralde, sizden ayrılacağım diye üzülüyorum. Gökalp'ime; seni çok severdi, seninle hep oyunlar oynardı diye nenesini anlatın." dedi. 

8 Ekim 2020 Perşembe

Babasız çocuk büyütmek


Bir bebeğin 13 ay içinde ne kadar büyüdüğü, geliştiği, dönüştüğü; öğrendikleri ve başardıklarıyla hayatın gerçek anlamda bir parçası oluşunun "tek başına" mimarıydım ben. Bu sırada eşim de Bagladeş'te prestijli bir projede mimardı.

Eşim döndüğünde; Gökalp iyice büyümüş, hayata daha çok karışmaya başlamıştı. Babası kundakta bıraktığı oğlunu; neredeyse düz duvara tırmanır vaziyette bulmuştu.

6 Ekim 2020 Salı

Eski bir fotoğraf hikayesi


Annem öldükten sonra Bürge bir fotoğraf gönderdi. Annem lohusa yatağında, kucağında ben; maailece fotoğraf çekilmişiz. 
Esin teyzem anneannemin manevi kızı; Bürge ve Aybike'nin de annesi. Aybike ismine münhasır ay gibi güzel bir kız. 8 yaşında lösemiden kaybediyoruz onu.

Ben hiç hatırlamıyorum, ne Aybike'yi ne de Esin teyzemin acılarını. Ben aklı kemale erecek yaşa gelesiye kadar; Esin teyzem dışarıdan bakıldığında yaralarını sarmış, en azından öyle gözükmeyi başarmış bir kadındı. Aybike'den hiç bahsedilmemişti bana. Tek bildiğim öldüğüydü işte.

5 Ekim 2020 Pazartesi

Annelik mi yoksa kariyer mi


İyi okullardan iyi derecelerle mezun oldum. Üniversiteyi üçünlükle bitirdim. Ana branşım olan dış ticaretin üstüne birşeyler koymak için açıköğretimde maliye okudum. Eğer ailevi sorunlarım olmasaydı, en başından; lisede kazandığım KYK bursu ile şehir dışında çok daha iyi bir anadolu lisesine gidebilirdim. Böylece daha iyi bir temelle, daha iyi üniversite kazanabilir, daha büyük işler başarabilirdim. 

Üniversite ikinci sınıftayken,  mimarlıktan mezun olmak üzere olan eşimle aynı üniversitede olduğumuzdan bihaberdik. Okulun o seneki bahar şenliği konseri olan; MFÖ konserinde gözgöze gelesiye dek. 

4 Ekim 2020 Pazar

Emzirmeyi sonlandırma

22 aydır bilfiil emziriyorum. Hele yenidoğan zamanı, günün 20 saati emzirdiğime yemin edebilirim. 

Gökalp'in ilk 50 gününü  nasıl geçirdiğini her an not etmeye çalıştığım bir defterim var. Sayfalarını karıştırdığımda; tahmin edersiniz ki çoğunlukla meme ve emzirme kelimeleri göze çarpıyor.

Gökalp; sanki anne karnında 9 ay aç kalmış gibi doğdu. O nasıl bir iştah yarabbim. Var olan tüm gücü ile yaşamak için emdi, emmek için yaşadı.

3 Ekim 2020 Cumartesi

Delirmek gerçekliğe tepkidir



Mahallede bir deli var. Bazen Gökalp'i gezdirirken rastlıyorum. Geçenlerde cerrahi maskeyi kafasına takmış, balkonda oturup, kendi kendine konuşuyor. Malum pandemi var, haklı adam, maskesini takmış. Takmış da nereye takmış? 

Şimdi bu adamın; maskesini koluna takan bizim normal kabul ettiğimiz insanlardan ne farkı var. Bence bir farkı yok, en azından ağzına burnuna daha yakın bir yere takmış.

2 Ekim 2020 Cuma

Sadece anneyim

Gündüzleri takip edemediğim ev işlerini gece Gökalp uyuduktan sonra yapıyorum. Geceleri çamaşır yıkayan, bulaşık makinesini yerleştiren, tuvaletleri temizleyen, evin dağınıklığını toparlamaya çalışan sıradan bir anneyim. Tüm bu hengame bittiğinde; bir bakıyorum saat 11 olmuş. Çoğu zaman uyuyup dinlenmek yada güzel bir film izlemek arasında seçim yapmam gerekiyor. 

Sosyo ekonomik düzeyim çok yüksek değil. Aslında sofrasına herşeyi koyabilen biriyim. Bir yandan da akşam yemeğinde et ile patates püresi varsa, Gökalp'in de iştahı yerindeyse etin hepsini ona yedirip, patates püresine talim eden anneyim.

Organik yumurtayı, etin güzel yerini; eve değil de Gökalp'e kadar alan anneyim. 

Blogger anneler fenomen çocuklar; anne bloggerlar teşhirci mi? Neden kendime anne blogger diyorum?

Bir evin bir kızıyım. Annem ben henüz 1 yaşındayken geçirdiği yüz felci sonrasında hastalanıyor ve ömrünün sonuna kadar yardıma ihtiyaç duya...