30 Aralık 2020 Çarşamba

Gerçek bir hayat hikayesi; kim bu adam #kelime oyunları 5

Devrin adamlarından. Fakülte mezunu. Okurken evleniyor. Karısı hamile kaldığında iktisat fakültesini bitirme sınavlarına girecek, durumu istismar etmese dereceyle bitirecek. Finallerde hep takıyor, boş kağıt verip çıkıyor ki okul uzasın, askerlik kapıya dayanmasın. Bir yandan hin; bir yandan cin, mali müşavirlik yapmaya çoktan başlamış. İyi de kazanıyor. 

28 Aralık 2020 Pazartesi

Anne günlüğü #3 2020'ye veda yallah tazyik


Yallah tazyik! Hadi bi siktir git, uza
manasına gelir. Bir de "haydi bastır" anlamında Ankaragücü taraftarının bir zamana damga vuran efsanevi tezahüratı olduğunu da az önce sözlükten öğrenmiş bulunuyorum. Rahmetli dedem tepesi atınca çok kullanırdı. Kendine has yüzlerce deyişi, ağdalı töreli sohbetleri vardı. Masa adamıydı. Devrinin fakülte mezunlarındandı. Tabi o yıllar namdı şöhretti fakülte mezunu olmak, bizim bu devirde asla göremeyecek olduğumuz bir irtiba. Janti adamdı. Nur içinde yatsın. Ona veda ettiğim yazıma,📍buradan ulaşabilirsiniz.

26 Aralık 2020 Cumartesi

Oğluma notlar #3 süt verdim bal aldım

 


İki kişilik bir yalnızlığımız var seninle. 🎈Sen ve ben. Bir taraftan babanın yokluğunun içindeyiz. Bir taraftan da koskocaman bir dünyanın. O dünyanın ağacından sadece bir yaprak koparabildin şimdiye kadar. Tek bir pencereden, tek bir yıldıza bakabildin. Öyle talihsiz bir zamanda bebek ve çocuk olmak arasında sıkışıp kaldın ki... 

25 Aralık 2020 Cuma

Bebekler çöpe atılmasın, SMA hastası çocuklar ölmesin, SMA ilaçlarını SGK karşılasın

Bazen ellerim buz gibi olur benim. Kanım çekiliyor heralde, canım çıkacak gibi oluyor.  

Bugün Çanakkale'de bir kadının sevgilisinden olan bebeğini evinde doğum yaptıktan sonra torbaya koyup, çöpe attığı görüntüleri izledim. 

23 Aralık 2020 Çarşamba

Baharatçının defteri, kısa hikaye, #kelime oyunları 4


Şapkasını taktı, ceketinin düğmesini ilikledi, bir hışım kapattı dükkanın kapısını. Komşu dükkanın 15 yaşlarında cılız çırağıyla gözgöze geldiler. Aldırış etmeden yoluna devam etti.

Çocuk baştan beri hoşlanmamıştı bu ihtiyar adamdan. Banliyonun en eski baharat dükkanı, en ihtiyar baharatçısı, en keskin baharatları... Hiçbirinden zerre hazetmemişti. Pek haksız da sayılmazdı.

22 Aralık 2020 Salı

Anne günlüğü #2 emektar ayaklar


Gökalp'in ayakları çok emektar. 📍Dört duvar evimizin içinde basmadığı tek bir nokta, tek bir yüzey kalmadı o ayaklarının.

📍Bu minik adamın minik ayaklarına kilotlu çorap giydirmenin ne kadar büyük bir maharet olduğu konusuna hiç girmeyeceğim. Bir de ne kadar hızlı büyüdüklerinden bahsetmeyeceğim çünkü duygusala bağlamak istemiyorum.

20 Aralık 2020 Pazar

Anne günlüğü #1 nereye sıçacak

Yorucu bir günün sonunda evlat uyudu. Anneannem diriliş ertuğrula devam ediyor. Bilmem kaçıncıyı ilk defa izlermiş gibi seyrediyor. Gökalp yatağımızda. Anneanne oturma odasında. Devir iktisat devri, salon ve giyinme odasında petekler yanmıyor. Böylelikle bana da ışık alabilecek tek sakin yer; mutfakta peteğin yanı kalıyor.

19 Aralık 2020 Cumartesi

Gökalp's mom değil, Gökalp'in anasıyım


Gökalp muazzam "tepemde". Öyle lafın gelişi falan da değil, bildiğin tepemde. Bir saniye olsun, ilgilendiği birşey olmaması mümkün değil. Her zaman böyleydi, ama şimdi daha da belirgin hale geldi.

Elektrik süpürgesi mi yapıyorum. Chucky bebek devrede. Bulaşık mı yıkıyorum. Sandalyesini çekip tezgaha geliyor. Bir çift göz bir çift el, her işin içinde. Son birkaç haftadır iyice içinden çıkılmaz bir hal aldı.

15 Aralık 2020 Salı

Annelik; bir çocuğu dünyanın en mutlusu yapmak

Bu yaz hava bunaltıcı derecede sıcaktı. Ağustos ayı hele, aman yarabbim! Güneş batmadan dışarı çıkmak imkansız. Yazlık falan da yok. 

Bir yandan yurtdışında çalıştığı proje sonlanınca pandeminin göbeğinde işsiz kalarak evine dönen eşim, bir yandan 20 aylık kabına sığmayan Gökalp'im. 

Babasının "kazıyalım da gürleşir" inadına yenik düştüğüm bir anda kel kalan Gökalp'in; o minik kel kafasından bile ter damlıyor. İçten içe balkona şişme havuz yapayım diye düşünüyorum. O kadar hareketli bir bebek ki; türlü türlü senaryolar üretiyorum, aklım çıkıyor, vazgeçiyorum.

Derken; hani şu yeşilçam filmlerinde annelerinin sıcak suda çocukları sözüm ona yıkarken "haşladığı" büyük kırmızı leğenin bende olduğu geldi aklıma. Tahminim o leğen bizim eve yeşilçamdan geldi. Çünkü gerçekten evime nasıl geldiği ve bu zamana kadar neden atmadığıma dair en ufak bir fikrim yok.

İnanılmaz bir heyecan kapladı içimi. Babasıyla oturma odasında oynarlarken leğeni aldım duşakabinin içine koydum. İçini rengarenk küçük plastik toplar ve türlü türlü oyuncaklarıyla doldurdum. Verdim suyu... 

Gökalp'in "leğenden havuzuyla" ilk tanışma anı öyle muhteşemdi ki. Koca yazı orda geçirdik, günde 4-5 kere girip çıktı. Ben de duşakabinin kenarında oturup onunla oynadım. Günün abartısız en az 3 saati; denize havuza gider gibi kırmızı leğene gittik. Bana gelince; ben gün içinde defalarca o banyoyu temizlesem de onun mutluluyla, inanılmaz mutlu oldum... Doğrusunu söylemek gerekirse; hiçbir 5 yıldızlı tatil bana bunu garanti edemezdi.

Birgün teyzem aradı. Havalar çok sıcak falan derken konu Gökalp'in leğenine geldi. Çareyi böyle buldum dedim. "Gerçekten çok sıcak, benim torunum da hiç havuzdan çıkmıyor, bütün gün havuzda, gelin peşinden koşturmaktan mahfoldu valla." dedi. Birşey diyemedim, yutkundum... Kapattık.

Neydi ANNE OLMAK?

Ben hayatım boyunca kimsenin hiçbirşeyini kıskanmadım. Herşeyin en iyisine sahip olmak istemedim. Yırtık donla gezmedim, diktim gene giydim. Lisede zengin öğrencilerin arasında pazar malı eşofmanlarla, her Perşembe beden dersine çıkmaktan hiç gocunmadım.

Ben nefes aldığım müddetçe onun için en iyisini yapacağım. Tırnaklarımla kazıyacağım dünyanın dibini ve yerin altından uçan balonlar çıkaracağım ona. Gökyüzüne birlikte salacağız sevinçlerimizi, hayallerimizi, umutlarımızı, dünü bugünü ve yarını birlikte inşa edeceğiz.

BUYDU ANNE OLMAK. KIRMIZI LEĞENİN İÇİNDE BİR EVLADI DÜNYANIN EN MUTLUSU YAPABİLMEK...

Anılar biriktireceğim ona, uçan balonların iplerine bağlayıp gün be gün gökyüzüne doğru bırakacağız. İşte sırf bu yüzden yazıyorum...

11 Aralık 2020 Cuma

Çocuk yetiştirmek


Öğle uykusundan sonra Gökalp'le gezmeye çıktık. Elimden tutuyor, birlikte geziyoruz. Birlikte hava alıyoruz, bir de marketten, fırından, mandıradan ufak tefek birşeyler... 

Maksat hayatı öğrensin. Yolda kedi, köpek, ağaç, çiçek böcek ne varsa onların avcılığını yapıyoruz. Görsün, yaşasın, dinlesin, arasın, bulsun, isimlerini öğrensin... En önemlisi de eğlensin.
  • Dört duvar içinde, bir de üstüne bebeklik ve çocukluk arasında; 2 yaşında olmak nasıl bir his?
  • Ailesini geçindirmek için yurtdışında çalışmak zorunda olan baba ile bütün ilişkisinin whatsapp görüntülü arama ile sınırlı olması?

9 Aralık 2020 Çarşamba

2 yaş sendromu ile başa çıkma yolları

Yaşadığım semt içinde bulunduğum bir kafes gibi geliyor artık. Sanki gün geçtikçe daha da küçülüyor bu kafes. Pandemi başladığı günden beri yürüdüğüm yollar, alışveriş yaptığım dükkanlar hatta sokakta gördüğüm yüzler bile aynı. O yüzden anlatacak hem çok şeyim var , hem de hiçbir şeyim yok.

Her gün birbirinin aynı. Birçoğumuz da böyle mi hissediyoruz? Merak ediyorum.

5 Aralık 2020 Cumartesi

Ben ne zaman anne oldum


Bacak bacak üstüne atmaktan, bacağımın dizime değen yerlerinde batıkların olmadığını farkettiğimde anladım ki; ben çoktan anne olmuşum.

18 Kasım 2020 Çarşamba

Emziren anne olmak

2 yıldır Gökalp'i bilfiil emziriyorum. Bomba gibi göğüsler gitti yerine memelerini yaprakla kapatan, ilkel kabile kadınlarının sarkmış memeleri geldi. Herşeye değer, bir damla süt  bile almış olsa yine de herşeye değerdi...

8 Kasım 2020 Pazar

5 yılda neler değişir


Depremden bu yana babamın evindeyiz. Kınarayarak gözlerinizi devirin; ilk kez bugün yıkandım. Kulak ameliyatından beri Gökalp'e banyo yasak. Boynundan aşağısını yıkıyorum. Benim de deprem korkum; ya depreme banyoda yakalanırsama evrildiğinden anne oğul tü kaka olduk yani. Rezilliği eline aldı mı bir insan, korkacaksın ondan.

3 Kasım 2020 Salı

30 Ekim 2020 İzmir depremi

Gökalp yatmak bilmiyor. Huzursuz. Bir odaya giriyor, bir evi dolaşıyoruz. Modern anneyim ya, kitaplardan öğrendiğim yatır-kaldır metoduyla; evde kısacık bir gezintiye izin verip, tekrar yatağa geçmesini sağlıyorum, olmuyor. İnadı inat malum, uyumuyor.

Öğle uykusu en geç 13.00'te başlamış olmalıydı. 2 saate yakın rötarla uykuya dalmak üzere ki; ben de cebelleşmekten bitap düşmüş halde telefonu yastığın altına sıkıştırıp birlikte uyumaya karar veriyorum. 

Mevsimlik battaniyemizi; uykuda açılmasın diye sırtına sokuşturuyorum. Gözlerimi kapatıyorum. 

31 Ekim 2020 Cumartesi

Deprem sonrası

Öyle birşey ki bu; anlatamam... En azından şimdilik.

Ama biliniz ki;

Kekik, deniz ve nergis kokusu vardır İzmir’in. Öyle ki beni gözlerimi kapatıp İzmir’e getirin, İzmir’de olduğumu anlarım. -Haluk Bilginer


27 Ekim 2020 Salı

Annelere biraz zaman verin


Birşey istesem, zaman isteyeceğim birilerinden. Malum; herşeyin iyisini ben biliyorum ya, siz zamanı verin ben yine halledeceğim.

Eşim yurtdışına çalışmaya gittiğinden beri oğlumla birlikte oturtmaya çalıştığımız yeni düzenimiz; önce Gökalp'in kulak ameliyatı, sonra da 2 yaş sendromunun gümbür gümbür geliyor olmasıyla sekteye uğradı. 

En nihayetinde ben; olabildiğince zaman fakiri oldum.

Biraz daha zaman lazım. Borç da olur. Fazlası olan söylesin, bir konuşalım.

21 Ekim 2020 Çarşamba

Annelik toz pembe değil

 

Hani o mükemmel, modern, süper, harika anneler var ya; aslında yoklar. Annelik öyle toz pembe değil. Birbirimizi kandırmayalım. Instagram'da gördüğümüz o manikürlü, fönlü, pirüpak anneler, neredeler mesela? Ben sokakta hiç göremiyorum da...

19 Ekim 2020 Pazartesi

Bebeğim ameliyat oldu

 

Ben iyi bir anne miyim diye kendimi sorgulamama neden olan bir kaza yaşamıştık, buradan okuyabilirsiniz. Kulak çubuğu kazasından sonra herşey normaldi. Acildeki doktor yarın polikliniğe götürün diyince; evimize ve normal hayatımıza döndük. Gökalp'in neşesi yerindeydi. Herşey yolundaydı. Ertesi sabah kulak burun boğaz polikliniğine gittik. Doktorun kulak zarında travmatik hasar var dediği andaki hislerimi tarif etmem mümkün değil. Kulak zarı tedavisinde ilk 48 saatte uygulandığında kulak zarının iyileşme şansını arttıran ve sürecini hızlandıran basit bir operasyon varmış. Kulak deliğinden mikrocerrahi ile yapılıyor.

16 Ekim 2020 Cuma

Ben iyi bir anne miyim

Suya olsa anlatacaktım. 

Gökalp'in uzun süredir kendini geriye atma huyu var. Bunu üzülünce, sevinince, aklına birşeyler gelince bir anda ve sert bir şekilde yapıyor. Birçok kez mutluluktan; burnuma tersten kafa atıp, gözümden yaş getirmişliği var.

14 Ekim 2020 Çarşamba

Birlikte uyumak; bebeğin odası ne zaman ayrılmalı

 


Gökalp doğduğu günden beri birlikte uyuyoruz. Oğlum 2 buçuk aylıkken; babası yurtdışına çalışmaya gittiğinde,  biz yine beraberdik. Serhat döndüğünde ise ortamızda yatıyordu. Şimdi tekrar 2 yıl boyunca babası yurtdışında olacak ve 2 yaşına az bir zaman kalan oğlumla; karşılıklı memnun olduğumuz sürece yatağımızı ayırmayı düşünmüyorum.

12 Ekim 2020 Pazartesi

Ölmeden önce yapılacak 3 şey

 

Ölümün olduğu bu dünyada hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında." der Franz Kafka. 

Gerçekten öyle mi, yoksa biz öldükten sonra yaşamaya devam edecek bir eser bırakmayı başarabilirsek; bir şekilde varlığımızı sürdürmüş olacak mıyız?

İyi bir evlat yetiştirmiş olmak mesela. Öldükten sonra bir şekilde; onun her doğru adımının bir parçası olmaya devam etmek gibi. 

Belki bir şiir yazmak, belki de bir şairin; Nazım'ın Piraye'si olmak. Ne için yaşıyorduk biz, ciddi ciddi biliyor muyuz?

11 Ekim 2020 Pazar

Oğluma notlar #2 nenenden mektup var


78 yaşında evlat acısıyla yaşamaya çalışan bir kadını hayata bağlayan en güzel şey sensin oğlum. Torununun çocuğunu gördüğü için hergün Allah'a şükür ediyor. Bir de rahmetli anneciğime dualar...

İki gün önce bu not defterini elime tutuşturdu. "Benim yakındır artık heralde, sizden ayrılacağım diye üzülüyorum. Gökalp'ime; seni çok severdi, seninle hep oyunlar oynardı diye nenesini anlatın." dedi. 

8 Ekim 2020 Perşembe

Babasız çocuk büyütmek


Bir bebeğin 13 ay içinde ne kadar büyüdüğü, geliştiği, dönüştüğü; öğrendikleri ve başardıklarıyla hayatın gerçek anlamda bir parçası oluşunun "tek başına" mimarıydım ben. Bu sırada eşim de Bagladeş'te prestijli bir projede mimardı.

Eşim döndüğünde; Gökalp iyice büyümüş, hayata daha çok karışmaya başlamıştı. Babası kundakta bıraktığı oğlunu; neredeyse düz duvara tırmanır vaziyette bulmuştu.

6 Ekim 2020 Salı

Eski bir fotoğraf hikayesi


Annem öldükten sonra Bürge bir fotoğraf gönderdi. Annem lohusa yatağında, kucağında ben; maailece fotoğraf çekilmişiz. 
Esin teyzem anneannemin manevi kızı; Bürge ve Aybike'nin de annesi. Aybike ismine münhasır ay gibi güzel bir kız. 8 yaşında lösemiden kaybediyoruz onu.

Ben hiç hatırlamıyorum, ne Aybike'yi ne de Esin teyzemin acılarını. Ben aklı kemale erecek yaşa gelesiye kadar; Esin teyzem dışarıdan bakıldığında yaralarını sarmış, en azından öyle gözükmeyi başarmış bir kadındı. Aybike'den hiç bahsedilmemişti bana. Tek bildiğim öldüğüydü işte.

5 Ekim 2020 Pazartesi

Annelik mi yoksa kariyer mi


İyi okullardan iyi derecelerle mezun oldum. Üniversiteyi üçünlükle bitirdim. Ana branşım olan dış ticaretin üstüne birşeyler koymak için açıköğretimde maliye okudum. Eğer ailevi sorunlarım olmasaydı, en başından; lisede kazandığım KYK bursu ile şehir dışında çok daha iyi bir anadolu lisesine gidebilirdim. Böylece daha iyi bir temelle, daha iyi üniversite kazanabilir, daha büyük işler başarabilirdim. 

Üniversite ikinci sınıftayken,  mimarlıktan mezun olmak üzere olan eşimle aynı üniversitede olduğumuzdan bihaberdik. Okulun o seneki bahar şenliği konseri olan; MFÖ konserinde gözgöze gelesiye dek. 

4 Ekim 2020 Pazar

Emzirmeyi sonlandırma

22 aydır bilfiil emziriyorum. Hele yenidoğan zamanı, günün 20 saati emzirdiğime yemin edebilirim. 

Gökalp'in ilk 50 gününü  nasıl geçirdiğini her an not etmeye çalıştığım bir defterim var. Sayfalarını karıştırdığımda; tahmin edersiniz ki çoğunlukla meme ve emzirme kelimeleri göze çarpıyor.

Gökalp; sanki anne karnında 9 ay aç kalmış gibi doğdu. O nasıl bir iştah yarabbim. Var olan tüm gücü ile yaşamak için emdi, emmek için yaşadı.

3 Ekim 2020 Cumartesi

Delirmek gerçekliğe tepkidir



Mahallede bir deli var. Bazen Gökalp'i gezdirirken rastlıyorum. Geçenlerde cerrahi maskeyi kafasına takmış, balkonda oturup, kendi kendine konuşuyor. Malum pandemi var, haklı adam, maskesini takmış. Takmış da nereye takmış? 

Şimdi bu adamın; maskesini koluna takan bizim normal kabul ettiğimiz insanlardan ne farkı var. Bence bir farkı yok, en azından ağzına burnuna daha yakın bir yere takmış.

2 Ekim 2020 Cuma

Sadece anneyim

Gündüzleri takip edemediğim ev işlerini gece Gökalp uyuduktan sonra yapıyorum. Geceleri çamaşır yıkayan, bulaşık makinesini yerleştiren, tuvaletleri temizleyen, evin dağınıklığını toparlamaya çalışan sıradan bir anneyim. Tüm bu hengame bittiğinde; bir bakıyorum saat 11 olmuş. Çoğu zaman uyuyup dinlenmek yada güzel bir film izlemek arasında seçim yapmam gerekiyor. 

Sosyo ekonomik düzeyim çok yüksek değil. Aslında sofrasına herşeyi koyabilen biriyim. Bir yandan da akşam yemeğinde et ile patates püresi varsa, Gökalp'in de iştahı yerindeyse etin hepsini ona yedirip, patates püresine talim eden anneyim.

Organik yumurtayı, etin güzel yerini; eve değil de Gökalp'e kadar alan anneyim. 

30 Eylül 2020 Çarşamba

Oğluma notlar; annen dinozorlardan korkmaz


Depremden, selden, tsunamiden ve dinozorlardan korkmaz annen. En büyük korkusu; sana birşey olmasın'dır.
Hala nefesini dinlerim geceleri. Bir de elimi karnına koyar; sen nefes alıp verdikçe elimin iniş çıkışından garip bir mutluluk duyarım. 

Bil istedim çocuk.

29 Eylül 2020 Salı

Sonbahar hüznü


Bilmem hiç farkettiniz mi; artık insanlar daha mutsuz. Hani şu sosyal medyada paylaşılan mutlu fotoğraflar var ya; o insanlar nerede, neden sokaklarda insanların yüzü gülmüyor? Sokaklara dikkatli bakın; insanlar omuzları düşük yürüyor, kimsenin hayattan fazla beklentisi kalmamış gibi. Ben farkediyorum.

Hergün öğle uykusundan önce Gökalp'i nenesine götürüyorum. Bizim evimizden 7 sokak ötede. 

Sonbahar iyiden iyiye kendini göstermiş, dökülen yapraklar kaldırım kenarlarında birikmiş, yol boyu ayaklarımızın altında çıtırdıyor. Sonbahar hüznü heryerde mi, yoksa sadece bizim mahalleye mi uğradı bilemiyorum.

27 Eylül 2020 Pazar

Anneme mektup


Elinde sigaran, önünde çay bardağın, mavi geceliğin ve yüzünde buruk bir gülümsemeyle söylemeye devam ediyorsun değil mi? Ben ölünce beni bu şarkıyla hatırlayın diye tembihlemiştin. Gittiğin yerde de; bu şarkı her aklına geldiğinde yaptığın gibi kendi kendine mırıldanıyor olmalısın.


"Şarkılar seni söyler, dillerde nağme adın. Aşk gibi, sevda gibi huysuz ve tatlı kadın."

Sen gittikten sonra hiçbirşey eskisi gibi olmadı. Anneannem eskiye nazaran çok daha unutur, babam da olur olmaz şeylere sinirlenir oldu. 5 ay birlikte yaşadık. Bu süre hepimiz için bir geçiş dönemi oldu.

Artık o çok sevdiğin evde oturmuyorlar. 12 sene boyunca oturduğumuz evin; bizi yaz kış her sokağa çıkışımızda uğurladığın, oturup eve dönüşümüzü beklediğin, geldiğimizde sevinçle el salladığın balkonunda şimdi kiralık yazıyor. Balkondaki çiçeğini ben aldım, bir kısmını mezarına dikti babam, bir açmış bir güzel olmuş ki sorma. Görsen çok sevinirdin.

25 Eylül 2020 Cuma

Bebeklerde dil gelişimi; neden hala konuşmuyor

 

Gökalp 22 aylık olmak üzere ve konuşmasına çok az kaldı. Aslında belli başlı kelimeleri uzun bir süredir söylüyordu ama bu sıralar cümle halinde kendince dil geliştirdi. Uzun uzun mırıldanarak birşeyler anlatıyor.

Dil gelişim aşamalarında içinde bulunduğumuz bu dönem uzmanlarca telegrafik konuşma dönemi (18-24ay) olarak nitelendiriliyor. 

40 günlük sağına soluna dönmeye başlamış, 5 buçuk aylık desteksiz oturabilmiş, 9 aylık yürümüş olan oğlumun çok hareketli, kuvvetli, tuttuğunu koparan bir bebek olduğunun farkındayım. Sadece ne zaman konuşacağı hakkında biraz endişeliyim. Sanki tüm kelimeler dilinin ucunda da; bir anda hepsi birden dökülecek. Bekliyorum.

20 Eylül 2020 Pazar

Bebek bakım kremi önerisi; Sudocrem



Gökalp doğduğu günden bu yana severek kullandığım ürünlerden biri de Sudocrem. Gece gündüz farketmeksizin her bezinden
önce bu kremi mutlaka kullandım. Ayrıca her akşam uyku rutinimizin bir parçası olarak; banyo sonrası boynuna, ensesine, koltuk altına yine pişik önleme ve bakım kremi olarak kullandım. Sonuç olarak Gökalp hiçbir zaman pişikle tanışmadı.

Bunun yanında; ortalama ayda birer kere gündüz bezine denk gelecek şekilde bebek pudrası ve bepanthol baby de kullandım ama eminim ki kullanmasam da Sudocrem tek başına yeterli gelecekti.

19 Eylül 2020 Cumartesi

Yalnız anne olmak; babasız çocuk büyütmek


Anne olmak; bütün yönleriyle yeterince zorlu ve meşakkatli bir serüvenken, tahmin edersiniz ki yalnız ebeveyn olmak da en az bir o kadar zor. Benim yalnız annelik maceram Gökalp henüz 2 buçuk aylıkken babasının yurtdışında çalışmaya gitmesiyle başladı. 6 ay sonra geldiği 10 günlük izni dışında; ben 13 ay boyunca oğlumu yalnız büyüttüm.

Gökalp Kütahya'da doğdu. Saha mimarı olan eşimin mesleği sebebiyle; şantiye neredeyse biz oradaydık. Önce Konya'ya gelin gittim, oradan Kütahya'ya taşındım. Sonrası işsizlik. Lohusayken eşim işten çıkartıldı. Çaresiz kaldık derken bir yurtdışı kapısı açıldı. Ben 2 buçuk aylık bebeğimle memleketime, ailemin yakınına, İzmir'e taşındım. Çok zaman sonra anladım ki; memleket "sevdiklerimizle birlikte olduğunuz" yermiş. Birlikte olamadıktan sonra, bebeğimi tek başıma ve babasız büyüttükten sonra aslında gurbet denilen şeyin kalbimizde bir boşluk olduğunu anladım. Meğer ben hiç gurbete gelin gitmemişim de insanın kendi memleketi gurbeti olabilirmiş. 

22 Ağustos 2020 Cumartesi

Garden of Sun Hotel şikayet


ETS4745975 rezervasyon numarasıyla 2020 kurban bayramı tatilimizi maalesef bu otelde geçirdik. 

Didim'de bulunan bu otelin herşey dahil konsepti tam bir yalan. Personel umursamaz, ilgisiz. Daha önce çok lüks otellerde de, orta düzey fiyat performans otellerinde de konaklama yapmış birisi olarak; verdiğim parayı helal etmiyorum.

4 Haziran 2020 Perşembe

Bebeklerde güvenli bağlanma ve bağımsızlaşma


🎈Hamileliğin son zamanlarında; doğumdan sonra bebeğimin bedenimin bir parçası olmayacağı düşüncesinin beni üzdüğünü ve hamilelik hormonlarının etkisiyle zirve yaptığını anımsıyorum. Bunu yaşayan tek anne ben miyim, gerçekten bilemiyorum.

🎈Şimdiyse bunun üzerinden 18 ay geçti, her geçen gün biraz daha bağımsız olduğunu izlemekten keyif alıyor, minik mucizelerine tanık oluyor, onunla ve kendimle gurur duyuyorum.

3 Haziran 2020 Çarşamba

Lohusalık; yeni anne olmanın zorlukları


🎈Lohusa kadın hele bir de ilk doğumuysa hepten şaşalar... Gerçekten de bebeğin ilk ayı, birçok kadın için anneliğinin en zorlu dönemidir.

🎈Anneler, kayınvalideler, görümceler, eltiler herkes bir tavsiyede bulunur, aslında bunlar tavsiyeden çok, lohusayı geren durumlardır... Mümkünse lohusalık dönemi minimum kişiyle birlikte atlatılmalıdır. 

🎈Annelik içgüdüsü sandığımızdan daha kuvvetli çünkü. Yolumuzu bulmaya yardım eder o...

18 ay aşısı ve menenjit aşıları


🎈Bebeklerde 18 ayın sonunda beşli karma aşının pekiştirme dozu, ağızdan çocuk felci aşısının ikinci dozu ve Hepatit A aşısınin ilk dozu yapılıyor. 
🎈Doktorların 12. aydan itibaren önermeye başladığı yeni menenjit grubu aşılar bexero ve nimenrix tamamen isteğe bağlı ve üzülerek söylüyorum ki pahalı aşılar olduğu için isteyen herkes yaptıramıyor. Umarım takvime alınır.

Umut dolu yarınlar; elveda 2020

Pandemi, savaşlar, doğal afetler derken tüm dünya için zorlu bir yıldı. Bir de baktık ki; güzel günler göreceğimiz yarınların duacısı olmaktan başka çare kalmamış elde avuçta. En çok da çocuklarımız için kaygılandık, her zaman olduğu gibi...

Çoğumuz gibi, ben de mutluluklarımı bir önceki yılda bırakarak devam ediyorum yaşamaya.

28 Mayıs 2020 Perşembe

Anneliğin ilk yılı; bebeğim 1 yaşında


🎈Ben bu yıl hayatımın en güzel günlerini yaşadım.
 
🎈Meğer ben anne olmamışım; içimde bir yerde anneymişim. Sevgiymişim, sabırmışım, şükürmüşüm, duaymışım, sütmüşüm, ninniymişim, masalmışım.

🎈Topuklu ayakkabılarım hiç olmamış, tırnaklarım hep kısaymış, evel ezelden saçım dağınıkmış, tshirtümde mutlaka bir leke varmış, uykuyu sevmezmişim, ayaklarımı da kullanirsam dört kolum olurmuş. Koynuma dünyanın sevgisini, şefkatini, ilmini, merhametini sığdırırmışım.

27 Mayıs 2020 Çarşamba

Çocuk yap baskısı


Mezun olmuş, çalışma hayatına adım atmış her kadına; önce evlilik sonra da çocuk sahibi olma konusunda toplum baskısı dayatılıyor.

Eğer bunlar gerçekleşmişse, kadın kendini "İkinci çocuğu ne zaman yapmalıyım?" sorusunu sorarken buluyor. Çünkü aynı toplum, bu sefer ikinci çocuk kararını merak ediyor. 

Daha ilginci, cinsel ilişkinin tabu olduğu toplumumuzda, evli çiftlerin çocuk sahibi olma konusundaki kararlarının, olur olmadık kişilerce sorgulanıyor olması.

26 Mayıs 2020 Salı

Bebek günlük programı; günaydın rutini



Bebeklerin en sevdiği şeylerden biri de düzendir. Bir sonraki aşamada ne olacağını tahmin etmek onlara kendini güvende hissettirir. Size ve bebeğinize en uygun rutini belirlemek ikiniz için de hem kaliteli zaman, hem de zaman tasarrufu anlamına gelir.

25 Mayıs 2020 Pazartesi

Anne olma maceram



Benim anne olma maceram biraz uzun sürdü.

Oğlumdan önce iki sağlıksız hamilelik yaşadım ve zorlu yollardan geçtim. Benzer şeyleri yaşayan başka kadınların yalnız olmadıklarını ve yolun sonunda bir ışık olduğunu bilmelerini isterim. Birçoğumuzun düşük, dış gebelik, kimyasal düşük, mol gebelik gibi sağlıksız hamilelikler hakkında fikri olmuyor, ta ki başa gelesiye kadar...

22 Mayıs 2020 Cuma

Anne oldum


"Ben" anne oldum. Ben ile başlamayan bir cümle kurabilir miyim bunca zaman sonra bilemiyorum. Çok baharlar, çok kara kışlar yaşadım üzerine.

Saçımdaki ilk beyazımı biraz hüzün, biraz da hayatta bazı şeyleri başarmış olmanın getirdiği vakurlukla karşılayalı çok oldu mesela. En önemlisi anne oldum ben. Hakkında fersah fersah yazsam tarif edemeyeceğim mutlulukları yaşatan oğlumu koynuma alalı tam bir buçuk yıl oldu. Adı Gökalp. Gök gibi mavi, Alp gibi yiğit bir oğlan, benim oğlum... Anne olunca tamamlanıyor insan.

Blogger anneler fenomen çocuklar; anne bloggerlar teşhirci mi? Neden kendime anne blogger diyorum?

Bir evin bir kızıyım. Annem ben henüz 1 yaşındayken geçirdiği yüz felci sonrasında hastalanıyor ve ömrünün sonuna kadar yardıma ihtiyaç duya...