Bazen ellerim buz gibi olur benim. Kanım çekiliyor heralde, canım çıkacak gibi oluyor.
Bugün Çanakkale'de bir kadının sevgilisinden olan bebeğini evinde doğum yaptıktan sonra torbaya koyup, çöpe attığı görüntüleri izledim.
Bebeğin kimden olduğunun önemi var mıydı? Yoktu. Tecavüzcüsünden bile olmuş olsa, o bir bebekti. Kimin bebeği olduğunun bir önemi var mıydı? Yoktu. Yine de senin bebeğindi. Sana kin duymuyorum, çünkü içimdeki nefret duygusunu bile hak edecek bir varlık olarak görmüyorum seni. Yok sayıyorum. Aynı gökyüzünün altında olmak istemiyorum seninle.
Çok hasta yavrularımız var öte yandan. Twitter'da görüyorum videolarını. Hem SMA hastası bebeklere, çocuklara hem de annelerine içim acıyor. Daha da üşüyor ellerim. Bu ölüm kalım savaşının bir kazananı olacak. Bizim çocuklarımız kazansın istiyorum.
Keşke dünyayı daha iyi bir yer yapabilmek için elimden çok şey gelseydi. Oysa benim ellerim gitgide daha çok üşüyor. Elim ne kadar üşüyorsa, içim o kadar yanıyor.
Bebekler çöpe atılmasın, SMA hastası çocuklar ölmesin, SMA ilaçlarını SGK karşılasın.
Hani allı pullu bir balon gibi verecektik dünyayı çocuklara...
Siz hiç mi okumadınız Nazım'ın şiirlerini?
Bazı anne ve babalar çocuklarına, bazen çocuklar anne ve babalarına o kadar gaddar olabiliyorlar, insanlığa uygun düşmeyen canice davranışlara tevessül ediyorlar ki aklım almıyor. Çevre baskısı, moral değerler, ekonomik gerekçeler, sorunun kaynağı ne olursa olsun hiçbir neden bu davranışları mazur gösteremez. İnsanın en kötü vasfı sahip olduğu egoizm duygusu. Bir anne evladı için göz kırpmadan canını feda ederken diğeri kendi selameti için katletmekte, yöneticilerimiz saraylarında sefa sürerken sorumlusu oldukları çocukların yaşam hakkını temin etmek yerine iha'lar siha'larla övünmekte. Nazım'ın şiirlerini bu ruhsuz güruhtan beklemek boş bir umut. İşte bu yüzden çaresiz ve karamsarım.
YanıtlaSilBütün bebekler sağlıklı olsun :( hepsi masum hepsi melek..
YanıtlaSilBebeğini çöpe atabilen birinin akıl sağlığının normal olabileceğini düşünmüyorum ben. Eğer normalse, o kişinin toplumun güvenliği açısından sürekli gözetim altında tutulması gerekir. Öte yandan, devletin, kozmetik ilaçlar dışında her türlü ilacı karşılamasının temel görevi olduğuna inanıyorum. Gelgelelim ki, bu saydığım her iki durum da, ancak sosyal devlet yapısıyla mümkün. Biz Anayasa’ya göre sosyal, gerçekte evvel ezel ağalık düzeniyle yönetilen bir ülke olduğumuz için, yazdıklarım hayal olmaktan öte gidemeyecek. Dileklerine ben de katılıyorum Bigudili.
YanıtlaSilSize aynen katılıyorum dikiş sevdası..bi de eklemek istiyorum böylelerin Allh belasını versin..gerçi vermiş de..iyi insanlar zamansız ölüp giderken böyleleri niye yaşar ki..gebersinler bence..
Sil😀
Silduyduğuma göre davayı kazanmışlar, mutlu oldum :)
YanıtlaSilBöyle haberleri duyunca beynim çatlıyor yüreğim daralıyor gerçekten nasıl bir insan nüsmettesi..Rabbim bunları kahrı belâ yerle yeksen olsunlar pislikler...Rabbim o kuzularda Şifalar versin inşallah en kısa zamanda bu ilaç olayı hal olur inşallah ..
YanıtlaSilMaalesef, hayat böyle. İnsanlığımızdan utandıran şeyleri duyuyoruz. Dahasi biz duyarken utanıyoruz... Ya yapanlar? Aglamasin çocuklar, üzülmesin çocuklar, hasta olmasın çocuklar, eğitim alsınlar, su bulsunlar, karinlari tok elleri üşümeden yatsınlar. Yoksa hayatın tadı tuzu kalmayacak.
YanıtlaSilÇocukların başına gelenler en korkuncu. Çocuklar ve hayvanlar kendilerini koruyamayacağı için onlara zarar vermek veya yardımcı olamamak utanç verici.
YanıtlaSilneler oluyor bu dünyada yaaa.
YanıtlaSil