19 Ocak 2014 Pazar

İhmal ettiklerim


Uzun zamandır ihmal ettiğim blog’uma, kendi kendime konuşmalarıma tekrardan merhaba... Aslında blog mu beni ihmal etti, yoksa ben mi blogumu ihmal ettim onu da çözebilmiş değilim. Niye derseniz, sanki biraz içime kapandım, bazen yapılacak işleri sürekli bir tık daha sonraya erteleriz ya işte birazcık öyle oldu denebilir. Blogumu bir tık sonraya erteledim diyelim. Şimdi biraz daha hazırım kendimi - kendime ifade etmeye. Bir de düşündüm ki, sabah kalk – işe git – işten gel yemek ye – tv izle  –  yat şeklinde hayatımı adeta sabote ediyorum, bunu kendime yapmaya hakkım yok. O kadar monotonlaştırıyoruz ki hayatımızı , kendimize haksızlık ediyoruz..Kıssadan hisse : Blog’um merhaba! Çocukluğunda sokakların kaldırımlarını paytak paytak aşındırdığın ana kucağı şehrinden, öz  be öz dost eli şehrinden ayrılmak, ayrılmak zorunda olmak.

Hayat ne kadar da garip, önüne seçenekler sunuyor,bu seçeneklerin çoğu da öyle hemen hali hazırda altın tepsilerde mutluluklar değil, el mecbur ikram edilenden alıyorsun…Ben de öyle işte, bana ikram edilen bir şehri alıyorum şimdi altın tepsiden…Hayat işte bu yüzden bu kadar garip, seçeneklerin bir süre sonra seni bir yola sürüklüyor beraberinde ve seçenekler seçimlere dönüşüyor zamanla.Ben ise şimdiler bir seçimin sürgününü düşünüyorum hep :)Sen kalk mevzu bahis ‘’öz be öz dost eli’’ şehrini arkada bırakarak, İzmir'i arkanda bırakarak Ankara’ya yerleş…İzmir’i bilen bilir, lafta değildir, dost elidir.Şimdilik bunu düşünmek istemiyorum açıkçası.Asker olanlar, başka şehre gelin,öğrenci,memur vs. gidenler seçenekleri seçimlerine dönüşenler bunu yaşamıştır, bilir herhalde…Ben bilmem, ben sadece kaygılanırım beni bekleyen şehre …:)
Bundan sonra daha açık olmaya karar verdim blogumda, kendimi,hayatımı, arkadaşlarımı, işimi, ailemi, nişanlımı, gelecekteki bebeğimi :)  vs..birçok şeyi sözcüklere dökebilirim, neden olmasın.Dediğim gibi belki de hayatımı sabote ettiğim, kendime ayırdığım özel alanım olan bloguma da yazık ettiğim uzun aradan sonra ; Merhaba... 


Blogger anneler fenomen çocuklar; anne bloggerlar teşhirci mi? Neden kendime anne blogger diyorum?

Bir evin bir kızıyım. Annem ben henüz 1 yaşındayken geçirdiği yüz felci sonrasında hastalanıyor ve ömrünün sonuna kadar yardıma ihtiyaç duya...