Bir işçi, bir emekçi çocuğu olarak onların hikayesine bir nebze aşina olanlardanım bende.Babam bir döküm ustası; alın teriyle senelerce evinin ekmeğini, ailesinin rızkını namerde muhtaç etmeden kazandı; yaş dayalı 50'ye hala çalışmakta.Çok şükür olsun ki; dişinle tırnağınla başımda duran dev bir çınar ağacı babam.
Ağır işçilik yapanların kaderidir; elleri ayakları her daim yara bere içindedir, ellerindeki ve ayaklarındaki yaralarından dolayı da tozu pası derisine kadar işler...Babam gibi bir dökümcü örneğin; sık sık yanıklara maruz kalır; ya bir yeri yanar, ya da bir iş kazasında bir yeri kırılır...Değil mi ki benim babam;evine ekmek parası götürmek için çalışan hangi el mukaddes sayılmaz?
Alnının teriyle, bileğinin hakkıyla çalışan, haram lokma yemeden, evini yuvasını namerde muhtaç etmeyenler...
Kayıplarımıza Allah'tan rahmet; yaralılarımıza şifa, hala karanlıkta olanlara umut ışığı dileğim ve dualarımla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder