4 Ekim 2014 Cumartesi

Sesliler ve Sessizler

Bugün bayramın birinci günü.Her geçen gün hayatın omuzlarıma taşıyabileceğimden fazlasını yüklediğini düşünüyorum.Sevdiğim hiçbir şeye yetişemez oldum.Vitrinde beğendiğim şeyi almaya, uzaktaki esas adama yakın olmaya, eskisi gibi sık sık blog yazmaya, kendimden pay biçmeye çok daha uzağım sanki..Hep bi "cana tak" benimkisi...

İşler tıkırında gitmedi.Umduğumuzu bulamadık, bulduğumuzu ise hiç ummadık.İş hayatı beni  her geçen gün biraz daha köşeye sıkıştırıyor.Eğer ölmeyecek olsam nefes almaya zaman ayırmazdım mesela..Bu son ayım; işlerin allak bullak hale gelmemesi için biraz dişimi sıkıp, ay sonu kendimi kovuyorum işten.Tez elden anlayacağınız, önümüzdeki aydan itibaren işsizim.İş aramayı da düşünmüyorum bir süre, vaka kendime zaman ayırmaya gerçekten ihtiyacım var..

Dün ailecek kabristanlara bayram ziyaretine gittik, her ne kadar çok konuşan biri olsam da sessizliği sevmekten hiç vazgeçmedim ben.Bu yüzden "sessizler"le konuştum dün, kendi sessizliğimde, kendi sessizlerimle..Dedemi özledim en çok.Onun başında çok ağladım,dertleştim.Mezarlıklarda bile insanlar sınıf sınıf biliyor musunuz? Yüksek mermerleri, kabartmalı yazılıları ile süslenmiş aile kabristanları mesela, onlar zenginlerin oluyor.Fakir olanların ise mermerleri olmuyor, hatta başında dikili taş yerine bile tahta parçası koyulup üstüne yazısı yazılıyor.Hayat, sen hayattayken de sen öldükten sonra da adaletsizliğini yapıyor anlayacağın.İşte tam da bu noktada; yaşarken zengin mi fakir mi olduğun mezarından anlaşılıyor.

Herkes yakınlarını görmeye gelmiş bizler gibi.Toprağına su döküyor, çiçeğini koyuyorsun işte..Bu da böylelikle bayram ziyareti olmuş oluyor..Ben ilk defa dedemi bayramda ziyarete gittim.Daha önce hiç dedeme bayram ziyaretine gitmek zorunda kalmamıştım, nitekim biz bir aileydik, aynı evde yaşıyorduk.Dedeme yaptığım ilk bayram ziyareti de böyle geçti.Toprağına su döküp, çiçek bırakarak.Demek insan gerçekten sevdiği birini kaybedince; özel günler rahatsız edici olmaya başlıyormuş, bunu dün anladım.

Benim için sıradan bir gün.Annemi gelen misafirlere -hasta olduğumu- söylemesi konusunda ikna edip, kabuğuma çekildim.Bütün bir günü odamda tek başıma geçirmeye karar verdim.Hoş, elimde dahasını getirecek başka bir alternatifimin olduğunu iddia etmek hayalperestlik olurdu..

Canım daralıyor benim valla..Yatağa girip, hiç çıkmak istemiyorum.
Allah'a emanet, size iyi bayramlar "sesliler"..

4 yorum:

  1. Bayramlardan nefret ediyorum ve benim için hicbir anlamı yok. Çoğu zaman ben de anneme hasta oldugumu soylesin diye ısrar ediyorum ama malesef çok ayıp olmaz öyle cevabiyla karşılaşıyorum. Her ne kadar deli dolu neşeli yazılarını ozlesem de, bu hüzün sana yakışmasa da seni görmek çok güzel. Sıkma canını hersey yoluna girer. Hayatta bir ölüme care yok. Çoğu zaman yoruluyoruz ve kendimizi kötü hissediyoruz. Ama eninde sonunda bizi mutlu edecek birşeyler oluyor. Esas adama her gün biraz daha yaklaşıyosun bunu düşün ve mutlu olmaya çalış tatlı

    YanıtlaSil
  2. hepimizin hayatını yoklayan zaman dilimlerinden birindesin.. inan hayat bazen gerçekten fazla geliyor insana. içi daralıyor konuşmak ve ya susmak arasında gidip geliyor sonuç olarak susuyor ve yine daralıyor içi . sanırım şu sıra bende tam sa senin anlattığın gibiyim ne bilim iştee biraz sıkkın biraz üzgün fazlaca yanlışlardayım.. biraz lazım değişiklik gerçektenn

    YanıtlaSil
  3. Hayırlı bayramlar.
    Mezar taşlarının süsü püsü ne kadar adaletsizlik olduğuna inandırsa da, altta yatılan toprak aynı olduğundan gerçek adalet ortaya çıkıyor bence. Bak diyor, biri zengin diğeri fakir, ama aynı toprak.
    Sessizlere konuşmak, sessizce konuşmak her zaman iyidir. Hele ki anlamayanlara anlatmaktan, bin kez yeğdir.
    İyi bak kendine, sev yalnızlığı ama yaşam biçimin de yapma ya. Arada ihtiyacın olduğunda çekilebileceğin bir yer olsun sadece.

    YanıtlaSil
  4. Uzun süredir yoktun merak ettim canım, seni yeniden görmek

    Bir başlayınca her şey üst üste geliyor bazen. Her gecenin bir sabahı vardır sabret geçecek hepsi.

    Sevgiler iyi bayramlar.

    YanıtlaSil

Blogger anneler fenomen çocuklar; anne bloggerlar teşhirci mi? Neden kendime anne blogger diyorum?

Bir evin bir kızıyım. Annem ben henüz 1 yaşındayken geçirdiği yüz felci sonrasında hastalanıyor ve ömrünün sonuna kadar yardıma ihtiyaç duya...