27 Mart 2014 Perşembe

Yaz Geliyor ve Benim Söyleyeceklerim Var; BİR KAP YEMEK BİR KAP SU!


Kapınızın önüne koyacağınız bir kap su ile sokaktaki can'larımızın hayat mücadelelerini bir nebze olsun kolaylaştırabilirsiniz; susuyorlar söyleyemiyorlar..

Malum "Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır" ayının sonlarına yaklaştığımız şu günlerde bahar tüm neşesiyle bizleri kucaklamak üzere...

Ve; unutmamamız gereken, ihmale gelmeyecek duyarlılıklarımızı hatırlama zamanı şimdi; bu bir blog yazısı, bir rica, bir kültür patlaması değil, bu bir HATIRLATMA!

Su her canlı için yaşamdır...

MiM ZamaNı: MiM MiM MiM! En Sevdiğim Blog'Lar MiM'i...

Birkaç gündür yokum ortalarda; kafamı toplayıp neler olup bittiğini bir nefeste anlatmadan önce tüm sevimliliğiyle bana göz kırpan bir MİM pasını da gole çevirerek; kendime yeni bir "Merhaba üslubu" şekillendirdim ;)

Biliyorum; tam 4 gün oldu birşeyler karalamayalı ve ilk defa bu kadar uzun sürdü yokluğum...Hepinizi özlemişim; kocaman ve huzur dolu bir "Merhaba" diyorum herkese; kıssadan hisse : Pati Pati hepinize ;)

Kendimden dem vurmadan önce; ilk olarak MİM yazımı yazmaya koyuldum bir heves....Namı değer;Sevgili Dördüncü Tekil Şahıs; Mim Mimi Mimi dedi ve bir kez daha beni MİM'Ledi ;) TıKTıK! Böylelikle ben de; severek takip ettiğim blog'ları tüm titizliğimle; her kelimemi özenle seçerek en güzel şekilde tanıtmış olacağım; umarım güzel bir paylaşım yaratarak çıkarım işin içinden ;)

Gelelim benim dünyama...Daha önce söylemiştim; sizlerle paylaşabildiğim ve yazma dürtümü tetiklediği için blog bana gerçekten iyi geliyor. MiM için de söyle demiştim : Umarım güzel paylaşımlarımız olur ve paylaştıkça çoğalırız...

Madem paylaştıkça çoğalırız dedim; önüme gelen fırsatı tepmeyip severek takip ettiğim blog' ları sizlerle de paylaşarak MİM'imi hazırladım...

Mim Konusu : Severek Takip Ettiğin Blog'lar

"Yaşadım,yazdım.... Ya da yazdım yaşadım, bilmiyorum ki... Şimdi bir de bunun nasıl olduğuna mı takayım? "  diyerek gönlümde tahtını kurmaya başlayan Sevgili; Bayan Takıntı

Hayallerinin sesini yükselten blog Sevgili; Hayalbemol

Kitap kurdum, bıcırığım, kitapların sihirli dünyasını tek celsede aralayan kişilik Sevgili; Kitap Keyfim

Her telden rengarenk bir dünyanın nadide yaratıcısı Sevgili; Zamska

Asla vazgeçemeyeceğim kalemlerden birinin sahibi, rimelin en moru Sevgili; Mor Rimel

Sihirli kelimelerle hayatını ve yaşadığı kültür patlamasını bizlerle paylaşmaktan geri kalmayan
Sevgili; Demlenmiş Yaşam Öyküleri

Dilin kemiği olsa... sözünü gerçek bir dilek haline dönüştürebileceğine inandığım, daha çok aramızda görmeyi arzu ettiğim, Sevgili; Dil Kemiği

Bilginin usta kalemi, bilmeyene haddini bildiren tatlı mı tatlı Sevgili; Bilgicellim

Geleceğin en popüler hobi blogu adayım, gerek hobilerini gerekse güzel gönlünü en net haliyle görmeniz mümkün olan Sevgili; Benim Dünyam

Finalde elbette ki; beni bir MİM yazısıyla daha buluşturan; gönüllerin sultanı, bulup bulabileceğiniz gönlü en kalabalık tekil şahıs Sevgili; Dördüncü Tekil Şahıs

Ben de MiM pasımı; Bayan Takıntı, Hayalbemol, Kitap Keyfim, Zamska, Mor Rimel, Demlenmiş Yaşam Öyküleri, Dil Kemiği, Bilgicellim ve Benim Dünyam'a ithafen atıyor; kendilerinin MiM yazılarını merakla beklerken; onlara bir kez daha yanımda oldukları için teşekkür etmiş oluyorum...

Ayrıca elbet ki kapılar açık herkese; gönlünden geçen herkesin MiM'i üstüne alınmasını da rica etmiyor değilim hani ;)

Başta kocaman bir Merhaba ile patilemiştim sizi; madem yazımı tamamlamanın gururuyla da ayrılayım ;)

Sevgi, aşk, hoşgörü ve merhametle kalın; HOŞÇA KALIN..

Sevgilerimle;

22 Mart 2014 Cumartesi

Libya muhabbeti


Babamın 21 Nisan'da Libya'ya gitmesi konusu üzerine veryansın'larım olmuştu; sonuç itibariyle listeye eklemiş olduğum bu maddenin üstünü de saat 13:00 sularında sildim bugün :)

Libya işi yattı anlayacağınız; bir nebze olsa rahatladım.Sonuçta nişanlımın askerde olmasına, bir de babamın Libya'da olması eklenmeyecek artık...Yine de nankör damarım tutmadı değil; bu sefer kuruntulu karakterim tam anlamıyla askerlik üzerine yoğunlaştı :))

Bugün güzel bir gün geçirdim; sözlümle Frozen'ı izledik; daha önce sizlere belirtmiştim, animasyon filmlere karşı apayrı bir sevgim var, sonuçta hep diyorum ya; ben hiç büyümedim. Film Kuşağı Part 3 olarak Frozen hakkında bir yazı hazırlamak istiyorum elbet, kafamı toparladığımda sizlerle de paylaşırım.

Ama öncelikle mutlu haberleri hemen yetiştirmek ve sizlere güzel bir Cumartesi gecesi dilemek istedim; Cumartesi gecesi kadar özgür bir gecemiz olmuyor ne de olsa; ertesi günün tatil olduğu bir geceden güzeli ne olabilir ki?

Bu gece için önerim; kendinizi ihmal etmeyin, biraz nefes alın, kendinize zaman ayırın, filmse film, kitapsa kitap, birkaç duble içkiyse içki...Gönlünüzden geçeni ertelemeyin ve yarına şöyle güzel bir uyku çekin...

21 Mart 2014 Cuma

Libya'yı Babam Napsın :) Kafamda Deli Sorular!


Neyse; şu sıralar kafamı kurcalayan şeyler var..Kafamda deli sorular listeme eklemiş olduğum yeni bir madde ile yine karşınızdayım.Evimizde gündem Libya şu sıralar; sebebi ise uzun lafın kısası babamın iş nedeniyle Libya'ya gitmesi ve kazandığı paranın iki katını kazanacak olması; akabinde sağa sola borcun kapatılması, bellerin doğrulması, çeyizlerimin hatta bir miktar birikimin yapılması..

Planlar bunlar;  18 Nisan nişanım, 21 Nisan babamın Libya'ya gidişi, Mayıs celbinde nişanlımın asker olması..Hangi birini düşüneyim şaşırdım; bir yandan hep bekledim nişan gününü biran evvel o güne gelmek istiyorum, bir yandan da hayatımda en sevdiğim iki insanın da yanımda olmadığı beni bekleyen 6 aya üzülüyorum ve O'nlar şimdi yanımdayken zamanın çok yavaş geçmesi için dua ediyorum...

Libya'yı babam napsın; Libya babamı napsın...Allah beni ne yapmasın :) Ruh halimin tam tanımına gelince; hani bazen olur ya ne düşündüğünüzü bile bilmezsiniz, sadece kafanızın içinde bin tane tilki dolaşır ve hiçbirinin de kuyruğu birbirine değmez, işte tüm bu sebeplerden dolayı karmaşık bir ruh hali olmakla beraber;  an itibariyle içinde bulunduğum durumdur!

Hafta sonu Libya konusu netleşmiş olacak; kararın verilmiş haliyle tekrardan şekillenecek kafamda deli sorular listelerimin eklenen ve çıkartılan maddeleri de blog üzerinden tarafınıza ulaştırılacak..

 Mutlu bir hafta sonu diliyorum...
Sevgiyle;
ve Hoşça
Kalın...

16 Mart 2014 Pazar

Ortaya Karışık: BLog BağımLıLığım; Hayatı Umursamamak ve Meditasyon Mantaliteleri..

 
Zaman geçtikçe; iyi bir blogger olma yolunda ilerliyor muyum ne :) Daha öncesinde söylediğim gibi; amacım fenomen bir blogger olmak değildi hiçbir zaman; en başında söylediğim gibi; bildiğim en doğru yerden başlayacaktım, KENDİM'den..Öyle de oldu, yavaş yavaş iç dünyamı, sanal aleme bir güzel anlattım :)

Demiştim; ben pek öyle çabuk kaynaşamam, hatta biraz soğuk tiplerden sayılırım..Kendimi daha içten anlatmaya başladığımda, sizlerin de beni daha kolay keşfettiğinizi farkettim.Böylelikle de sizlerle çabucak kaynaşıverdik vesselam..Hızımı aldım; bloglovin'e de blogumu aktardım bugün :)

Blog Deposu Kişisel Blog Yarışması'nı kaybettim..Mutsuz değilim,hatta üzerine bir o kadar da mutluyum :)) Her şeye rağmen kendim çalıyor, kendim oynuyorum:) Canım sağolsun..

Şu sıralar pek umursamıyorum hayatı, neşem yerinde; sudan sebeplere kızmıyorum, sudan sebeplere kırılmıyor, üzülmüyorum, tabiri caizse rahata verdim:) Böylesi güzel, tavsiye ederim.

Öte yandan son birkaç aydır adet edindiğim yeni bir uyku öncesi hobim var; hep dilimin ucuna geldi de söylemekten vazgeçtim ya da konuyu nereden alsam nereye bağlasam bilemedim :) Dolayısıyla dedim ki; hem blog yarışması sonucunu, hem kafaya birşey takmamanın ruh halime olumlu etkisini, hemde meditasyon mantalitemi tek yazıda toplayayım istedim; ortaya karışık birşeyler karalamaya niyetlendim.

Meditasyon mantalitem'den kastım uyku öncesi hobimdir:) Youtube'da inanılmaz güzel meditasyon müzikleri ve telkinli meditasyon ile alakalı videolar var; uyumadan önce kendimi dinlendiriyorum :) Ormanlarda, deniz kenarlarında gezip; ağaçların arasında pamuklara sarılıp sarmalanıp hamaklarda sallanıyorum :) Gece; güzel rüyalar görüp, daha sağlıklı bir uyku çektiğimi ve sabahları dinç uyandığımı farkettim..Ayrıca meditasyon yapmanın en güzel yanı da; kendinizle başbaşa kaldığınız tamamıyla pozitif dakikalar geçirebilmek..Uzun lafın kısası bende olumlu etkiler bıraktığına kanaat getirdiğime göre; sizlere de şiddetle tavsiye ediyorum..

Başlığından malum; ne kadar ortaya karışık bir yazı olsa da bu ben size söylemiştim; içimden ne geliyorsa onu yazmalıyım; kendim kadar karmaşık olmalı yazdıklarım; çünkü en iyi bildiğim yerden başlamıştım ben anlatmaya; Kendimden..

Sevgiyle kalın; hoşça ve mutlu kalın..

14 Mart 2014 Cuma

Nişan Hazırlıkları: Neler seçtim, neleri hallettim, neler beğendim...

Cuma akşamının tüm neşesi ve hafta sonu tatiline başlamakla birlikte gelen inanılmaz motivasyonumla beraber; kocamaaan bir "Merhaba" herkese...

Malum bir nişan hazırlığı almış başını gidiyor..Ben de bu sırada birçok şeye karar verdim; bir kısmına karar vereli biraz zaman oldu; kimisi de oldukça taze haberler :) Yine de sizlere görselleri olan; fikir edinebilecekleri bir nişan hazırlığı yazısı yazmaya niyetlendim...

Öncelikle ilk aşama salon oluyor; biz nişan tarihimizi genel nedenler ve tutmak istediğim salonun müsait olup olmamasını kıstas ederek şekillendirdiğimiz için; ortaya hep dillendirdiğim 18.04.2014 tarihi çıkmış oldu. Ne yaptım,ne ettim,istediğim salonu tuttum.Dolayısıyla öncelikle söylemem gerekir ki; salon araştırması kısmını nişan hazırlıkları sürecine dahil etmeden; çoktan salonumu seçmiştim.

Gelelim salon hakkındaki seçimime.Öncelikle İzmir'de kırdüğünü; nişan vs.yapılabilecek bir çok güzel organizasyon mekanı var.Malum meşhur nişanın Nisan ayında olmasına, Nisan ayınında meşhur yağmurları olması eklenince; açıkçası ben risk edemedim ve tercihimi kapalı bir salondan yana kullandım.Pınarbaşında inanılmaz mekanlar var..Benzer hazırlıkların içindeyseniz,mutlaka Pınarbaşı'na uğrayın derim.Ben tercihimi Topkapı Garden - Mesta Teras olarak kullandım.Topkapı Garden first class konseptler yaratmış...4 ayrı seçenek sunuyor.Garden1 - Garden2 kardeş salonlar; copy-paste misali birbirlenirin aynısı; açıkhava kırdüğünü için güzel seçim..Yağmura karşı sundurmalarımız var deseler de; garantici kişiliğim havanın soğuk ya da rüzgarlı olma ihtimalini de dikkate almayı ihmal etmedi.Aynı tarzda Garden Plus var ki 1000 kişilik organizasyon kapasiteli inanılmaz bir yer; tabi nişan için sayı olarak da bütçe olarak hallice tuzlu :) Benim seçimim ise; dediğim üzere; Topkapı Garden - Mesta Teras oldu. Adı malum; terasta ve merdivenlerle çıkılıyor; dört tarafının cam olması mekanı salon düğünü demeye bin şahit haline getirirken; inanılmaz iç acıcı ve hoş bir konsept haline dönüştürülmüş.Saygın ve güler yüzlü insanlarla muhatap olarak bir şekilde memnun ayrılıyorsunuz buradan.Fiyatlara gelince; 300 kişilik bir organizasyon için, pek burunlarında kıl aldırmıyorlar; Cuma,Cumartesi,Pazar organizasyonları haftasonu olarak değerlendirildiğinden; haftasonu fiyatıyla karşılaşıyorsunuz; ama inanın ki ödeyeceğiniz tutarın çok çok üzerinde bir görsellik ve konsept sağlamışlar, uzun lafın kısası gayet uygun fiyatlar...

Bizde adettir; nişanda ya da düğünde damada kız ailesi mutlaka bir saat takar.Hem adet yerini bulsun, hem de gönlümüze göre olsun istedik.Ben baya bir uğraştım, araştırdım, koşturdum bu iş içinde:) Bıkmadan usanmadan misali :) Sonuçta zaten başından beri baktığımız Emprio Armani modellerinden birinde karar kıldık, mutlu mesut evlerimize yollandık..:) 

Saat tercihimizi; resimdeki Emprio Armani AR5946 modelinden yana oldu.Bu konuda Özen Saat ve sahibi Muhammed Bey, bizlere oldukça da yardımcı oldu, hem oldukça kibar, hem de cömert davrandı.Özen Saat'ten internet üzerinden de alışveriş yapılabiliyor,ben İzmir'de oturduğum için elbet kendim görüp almayı tercih ettim.Oldukça güvenilir bir saatçi, Kemeraltı'nda küçük bir vitrini, içeride ise binlerce saati var...Olur da bir gün gerekirse; kesinlikle tekrar alışveriş yapmak istediğim bir yer olarak kaldı hafızamda..

Davetiye krizleri : Davetiyeler konusunda da garantici kişiliğim önceden gerekli araştırmaları sağlamıştı; böylelikle sevgili sözlümü de kendi tercihlerim üzerinden yönlendirdim :)) Ne fenayım ben :)) Zevkler ve renkler pek tartışılmaz; ama zamanınız dar ise Elite Davetiye 2014 kataloglarından herhangi birini dahi gözü kapalı seçebilirsiniz neredeyse :) Bizim nişan olduğu için; nişana uygun bir görünümü olduğunu düşündüğümüz bir seçim yaptık böylelikle bu tercih de Elite'ten yana gerçekleşmiş oldu...

Fotoğrafa gelince; dış çekim olmasını arzu ettik; Karşıya'da stüdyosu olan, bu işin hakkını vereceğine inandığım, profesyonelliğine güvendiğim İlker Özpınar ile anlaştık.Detayları konuşmaya gitmedik henüz ama ben rezervasyonumu yaptırdım bile :) 1 saat boyunca dış çekim; çekilen bütün fotoğrafların digitalleri, seçeceğimiz 20 adet poz üzerindeki gerekli tüm profesyonel çalışmalar ve basımı şeklinde bir anlaşma yaptım.Aslında fiyat konusunda da bana çok uygun geldi, gerçi o kısım tartışılır :) Yine de bana çok uygun geldi, net haliyle söylemek istemiyorum çünkü İlker Bey bana inanılmaz derecede yardımcı oldu..Normalde böyle bir çalışma 500 TL civarlarında, bilginize...O yüzden arayın, bulun kendiniz görüşün bir bakalım :) Umarım kendisiyle nişan günü güzel bir ekip oluruz, güzel sonuçlar elde ederiz ve böylelikle bizim için hoş bir anı, hoş kareler elde etmiş oluruz...

Nişanlığımın görselini paylaşacağımı sananlar varsa yanılıyorlar :) Malum İzmirliler bilir; abiye,gelinlik,nişanlık dendiği an akla ilk Mimar Kemalettin gelir..Wessi Burmen'e uğramadan geçmeyin, muhatabım Hülya abla inanılmaz derecede sevgi dolu,tatlı dilli ve çok çok güzel gelinler hazırlamakta...Vessi Burmen'in 2014 sezonunun ilk tasarladıkları nişanlıklarından birini kaptım böylece, kaptım vallahi.

İşte böyle...

23 Mayıs 2020 Güncelleme: Nişan hazırlıklarıyla ilgili aklınıza takılanlar için bigudilianne.gmail.com adresine mail atabilirsiniz.

13 Mart 2014 Perşembe

Hep Küçük Bir Kız Çocuğu Olarak Kaldım Ben...

Hayatımızda çoğu dönemi iç karmaşaları halinde yaşarız, acı'nın ve tatlı'nın bir arada yaşandığı fani ömürlerin
gelip geçici kırgınlıkları, kızgınlıkları, diz boyu bir iç karmaşası...

Hep küçük bir kız çocuğu kaldım ben, hoş; büyük bir kız çocuğu olduğum da söylenemez.Yine de 23 yaşımın haleti ruhiyesine rağmen pek de büyümedim. Büyümemekten değil de; kendi mutluluklarımı ve beni mutlu eden her şeyi hep daha net gördüm, nerede bir acım,kızgınlığım,kırgınlığım varsa hepsini yerin dibine gömdüm...

Hep toz pembe baktım hayata, işte bu yüzden bir delinin defteri değilim; pembe bir defterim ben aynı zamanda.Hep pozitif olmaya çalıştım.Hayata tutunmayı  ve bir o kadar da kendi ayaklarımın üzerinde durabilmeyi; dahası dik durabilmeyi çok küçük yaşlarda öğrendim.

Apartman hayatına sıkışmış bir çocukluktu benimkisi.Hep böyle anarım kendi çocukluğumu.Hasta bir anne, zor şartlar altında alın terinin emeğiyle çalışan işçi bir babanın tek çocuğu, küçük bir kız çocuğu olarak dünyaya geldim. Tek çocuk olmama rağmen kendimi bildim bileli kalabalık sayılabilecek bir ailenin en küçük üyesi oldum, hayatın getirisiyle anneanne,dede,anne,baba,çocuk şeklinde sıralayabileceğim sıfatların çocuk olanıydım, küçük bir kız çocuğu...

Hiç değişmedim, hep o kendimi nitelendirdiğim sümüklü küt kesim saçlı kız çocuğu olarak kaldım kendi içimde.Dedim ya nerede bir acım,kızgınlığım,kırgınlığım varsa onları görmezden gelmeye devam ederim ben, galiba insan mutlu olduğu şeyleri düşündükçe kendini çok daha iyi hissedebilmek için elle tutulur mutluluklar topluyor avuçlarında..Hayata baktığım toz pembe penceremin önünden topluyorum onları ben..Şu sıralarda avuçlarımda tuttuğum en ağır mutluluğum 18.04.2014 nişan tarihim..

Kafamı bununla meşgul etmek; toz pembe penceremin manzarasını güzelleştiriyor.Bazen büyük mutluluklarımın, başkalarının küçük mutlulukları olmasına gönlüm razı olmuyor,bencillik mi benimkisi? Bilemiyorum..

Davetiyeleri bin nazla seçti sözlüm, bu tarz şeylerden pek hoşlanmadığını biliyorum bilmesine de hani bir söz vardır "mutluluklar paylaştıkça çoğalır" , öyle olsun istiyorum ben de..Ömür boyu öyle olsun istiyorum ve öyle olması için dua ediyorum...

Çünkü; mutlu bir ömür dilemek benim hakkım...


Blogger anneler fenomen çocuklar; anne bloggerlar teşhirci mi? Neden kendime anne blogger diyorum?

Bir evin bir kızıyım. Annem ben henüz 1 yaşındayken geçirdiği yüz felci sonrasında hastalanıyor ve ömrünün sonuna kadar yardıma ihtiyaç duya...