Elinde sigaran, önünde çay bardağın, mavi geceliğin ve yüzünde buruk bir gülümsemeyle söylemeye devam ediyorsun değil mi? Ben ölünce beni bu şarkıyla hatırlayın diye tembihlemiştin. Gittiğin yerde de; bu şarkı her aklına geldiğinde yaptığın gibi kendi kendine mırıldanıyor olmalısın.
"Şarkılar seni söyler, dillerde nağme adın. Aşk gibi, sevda gibi huysuz ve tatlı kadın."
Sen gittikten sonra hiçbirşey eskisi gibi olmadı. Anneannem eskiye nazaran çok daha unutur, babam da olur olmaz şeylere sinirlenir oldu. 5 ay birlikte yaşadık. Bu süre hepimiz için bir geçiş dönemi oldu.
Artık o çok sevdiğin evde oturmuyorlar. 12 sene boyunca oturduğumuz evin; bizi yaz kış her sokağa çıkışımızda uğurladığın, oturup eve dönüşümüzü beklediğin, geldiğimizde sevinçle el salladığın balkonunda şimdi kiralık yazıyor. Balkondaki çiçeğini ben aldım, bir kısmını mezarına dikti babam, bir açmış bir güzel olmuş ki sorma. Görsen çok sevinirdin.