köşe yazıları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
köşe yazıları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Ocak 2021 Cumartesi

Blogger anneler fenomen çocuklar; anne bloggerlar teşhirci mi? Neden kendime anne blogger diyorum?

Bir evin bir kızıyım. Annem ben henüz 1 yaşındayken geçirdiği yüz felci sonrasında hastalanıyor ve ömrünün sonuna kadar yardıma ihtiyaç duyacağı bir hayata adım atıyor. Bu sebeptendir ki; tek çocuk olarak kaldım ve babam, annem, anneannem, dedem hep birlikte yaşadık. Yani; 2 anne 2 baba ile büyüdüm. Sonradan; "Ama benim kardeşim yok." diye duygu sömürüsüyle bir köpek aldırmışlığım da var, o ayrı konu. Bu anlattıklarım bir romanın birkaç satırlık özeti sadece. Siz neresinden tutarsanız tutun, "ben" 📍çok büyük işler başarmış bir kız çocuğuyum, bunu bilin yeterli.

Bu blogu; caaanım oğlum Gökalp'e anılar biriktirmek için yazıyorum. Bir zamanlar; başka bir kimlikle ve başka bir yayın adresiyle buradaydım. Şimdi "anne blogger" kelimesini daha uygun bulduğum için bu şekilde devam ediyorum. Neden 🎈Bigudili Anne derseniz; dürüst olmak gerekirse bir tercih meselesi değildi. Zira; birçok kadın anne blogger'ın önüne gelebilecek kelimeleri çoktan tüketmişti. Nasıl mı? Anlatayım.

30 Aralık 2020 Çarşamba

Gerçek bir hayat hikayesi; kim bu adam #kelime oyunları 5

Devrin adamlarından. Fakülte mezunu. Okurken evleniyor. Karısı hamile kaldığında iktisat fakültesini bitirme sınavlarına girecek, durumu istismar etmese dereceyle bitirecek. Finallerde hep takıyor, boş kağıt verip çıkıyor ki okul uzasın, askerlik kapıya dayanmasın. Bir yandan hin; bir yandan cin, mali müşavirlik yapmaya çoktan başlamış. İyi de kazanıyor. 

28 Aralık 2020 Pazartesi

Anne günlüğü #3 2020'ye veda yallah tazyik


Yallah tazyik! Hadi bi siktir git, uza
manasına gelir. Bir de "haydi bastır" anlamında Ankaragücü taraftarının bir zamana damga vuran efsanevi tezahüratı olduğunu da az önce sözlükten öğrenmiş bulunuyorum. Rahmetli dedem tepesi atınca çok kullanırdı. Kendine has yüzlerce deyişi, ağdalı töreli sohbetleri vardı. Masa adamıydı. Devrinin fakülte mezunlarındandı. Tabi o yıllar namdı şöhretti fakülte mezunu olmak, bizim bu devirde asla göremeyecek olduğumuz bir irtiba. Janti adamdı. Nur içinde yatsın. Ona veda ettiğim yazıma,📍buradan ulaşabilirsiniz.

25 Aralık 2020 Cuma

Bebekler çöpe atılmasın, SMA hastası çocuklar ölmesin, SMA ilaçlarını SGK karşılasın

Bazen ellerim buz gibi olur benim. Kanım çekiliyor heralde, canım çıkacak gibi oluyor.  

Bugün Çanakkale'de bir kadının sevgilisinden olan bebeğini evinde doğum yaptıktan sonra torbaya koyup, çöpe attığı görüntüleri izledim. 

23 Aralık 2020 Çarşamba

Baharatçının defteri, kısa hikaye, #kelime oyunları 4


Şapkasını taktı, ceketinin düğmesini ilikledi, bir hışım kapattı dükkanın kapısını. Komşu dükkanın 15 yaşlarında cılız çırağıyla gözgöze geldiler. Aldırış etmeden yoluna devam etti.

Çocuk baştan beri hoşlanmamıştı bu ihtiyar adamdan. Banliyonun en eski baharat dükkanı, en ihtiyar baharatçısı, en keskin baharatları... Hiçbirinden zerre hazetmemişti. Pek haksız da sayılmazdı.

8 Kasım 2020 Pazar

5 yılda neler değişir


Depremden bu yana babamın evindeyiz. Kınarayarak gözlerinizi devirin; ilk kez bugün yıkandım. Kulak ameliyatından beri Gökalp'e banyo yasak. Boynundan aşağısını yıkıyorum. Benim de deprem korkum; ya depreme banyoda yakalanırsama evrildiğinden anne oğul tü kaka olduk yani. Rezilliği eline aldı mı bir insan, korkacaksın ondan.

21 Ekim 2020 Çarşamba

Annelik toz pembe değil

 

Hani o mükemmel, modern, süper, harika anneler var ya; aslında yoklar. Annelik öyle toz pembe değil. Birbirimizi kandırmayalım. Instagram'da gördüğümüz o manikürlü, fönlü, pirüpak anneler, neredeler mesela? Ben sokakta hiç göremiyorum da...

12 Ekim 2020 Pazartesi

Ölmeden önce yapılacak 3 şey

 

Ölümün olduğu bu dünyada hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında." der Franz Kafka. 

Gerçekten öyle mi, yoksa biz öldükten sonra yaşamaya devam edecek bir eser bırakmayı başarabilirsek; bir şekilde varlığımızı sürdürmüş olacak mıyız?

İyi bir evlat yetiştirmiş olmak mesela. Öldükten sonra bir şekilde; onun her doğru adımının bir parçası olmaya devam etmek gibi. 

Belki bir şiir yazmak, belki de bir şairin; Nazım'ın Piraye'si olmak. Ne için yaşıyorduk biz, ciddi ciddi biliyor muyuz?

6 Ekim 2020 Salı

Eski bir fotoğraf hikayesi


Annem öldükten sonra Bürge bir fotoğraf gönderdi. Annem lohusa yatağında, kucağında ben; maailece fotoğraf çekilmişiz. 
Esin teyzem anneannemin manevi kızı; Bürge ve Aybike'nin de annesi. Aybike ismine münhasır ay gibi güzel bir kız. 8 yaşında lösemiden kaybediyoruz onu.

Ben hiç hatırlamıyorum, ne Aybike'yi ne de Esin teyzemin acılarını. Ben aklı kemale erecek yaşa gelesiye kadar; Esin teyzem dışarıdan bakıldığında yaralarını sarmış, en azından öyle gözükmeyi başarmış bir kadındı. Aybike'den hiç bahsedilmemişti bana. Tek bildiğim öldüğüydü işte.

5 Ekim 2020 Pazartesi

Annelik mi yoksa kariyer mi


İyi okullardan iyi derecelerle mezun oldum. Üniversiteyi üçünlükle bitirdim. Ana branşım olan dış ticaretin üstüne birşeyler koymak için açıköğretimde maliye okudum. Eğer ailevi sorunlarım olmasaydı, en başından; lisede kazandığım KYK bursu ile şehir dışında çok daha iyi bir anadolu lisesine gidebilirdim. Böylece daha iyi bir temelle, daha iyi üniversite kazanabilir, daha büyük işler başarabilirdim. 

Üniversite ikinci sınıftayken,  mimarlıktan mezun olmak üzere olan eşimle aynı üniversitede olduğumuzdan bihaberdik. Okulun o seneki bahar şenliği konseri olan; MFÖ konserinde gözgöze gelesiye dek. 

3 Ekim 2020 Cumartesi

Delirmek gerçekliğe tepkidir



Mahallede bir deli var. Bazen Gökalp'i gezdirirken rastlıyorum. Geçenlerde cerrahi maskeyi kafasına takmış, balkonda oturup, kendi kendine konuşuyor. Malum pandemi var, haklı adam, maskesini takmış. Takmış da nereye takmış? 

Şimdi bu adamın; maskesini koluna takan bizim normal kabul ettiğimiz insanlardan ne farkı var. Bence bir farkı yok, en azından ağzına burnuna daha yakın bir yere takmış.

29 Eylül 2020 Salı

Sonbahar hüznü


Bilmem hiç farkettiniz mi; artık insanlar daha mutsuz. Hani şu sosyal medyada paylaşılan mutlu fotoğraflar var ya; o insanlar nerede, neden sokaklarda insanların yüzü gülmüyor? Sokaklara dikkatli bakın; insanlar omuzları düşük yürüyor, kimsenin hayattan fazla beklentisi kalmamış gibi. Ben farkediyorum.

Hergün öğle uykusundan önce Gökalp'i nenesine götürüyorum. Bizim evimizden 7 sokak ötede. 

Sonbahar iyiden iyiye kendini göstermiş, dökülen yapraklar kaldırım kenarlarında birikmiş, yol boyu ayaklarımızın altında çıtırdıyor. Sonbahar hüznü heryerde mi, yoksa sadece bizim mahalleye mi uğradı bilemiyorum.

22 Ağustos 2020 Cumartesi

Garden of Sun Hotel şikayet


ETS4745975 rezervasyon numarasıyla 2020 kurban bayramı tatilimizi maalesef bu otelde geçirdik. 

Didim'de bulunan bu otelin herşey dahil konsepti tam bir yalan. Personel umursamaz, ilgisiz. Daha önce çok lüks otellerde de, orta düzey fiyat performans otellerinde de konaklama yapmış birisi olarak; verdiğim parayı helal etmiyorum.

Blogger anneler fenomen çocuklar; anne bloggerlar teşhirci mi? Neden kendime anne blogger diyorum?

Bir evin bir kızıyım. Annem ben henüz 1 yaşındayken geçirdiği yüz felci sonrasında hastalanıyor ve ömrünün sonuna kadar yardıma ihtiyaç duya...